MUTLULUK USTASININ ÇIRAĞI
Herkese Merhabalar...
Sizlere severek okuduğum bir kitap ile geldim.
Yazarın kalemini son derece ilgi çekici ve akıcı buluyorum.
Hele son yüz sayfa tırmanıp son otuz kırk sayfada ise beni Everest'e tırmandırdı.
Yazarımızın bu konu hakkında araştırma yaptığı ve ciddi detaylar ile çevrelediği güzel bir polisiye
"Her kötü adam, kendi masalının kahramanıdır."
İçeriği dark olan her türlü kitabı seviyorum ve esaret temalı hikayeler favorilerim arasında yer alıyor. Bu yüzden 'Kötü Adam'ın tanıtım yazısını okuduğumda tam bana göre olacağından emindim. Yanılmadım. Bu tam da sevdiğim türden kötü adam hikayesiydi.
Konusuna gelecek olursak,
Kemal Sayar hocaların bu kitabını kesinlikle okumalısınız. Tanımayanların kesinlikle çok şey kaybedeceği bu iki güzel insan; önce arızayı tespit ediyor, bu arızanın neden ve nereden kaynaklanmış olabileceğini tartışıp daha sonrasında da doğru istikameti tarif ediyorlar.
Sadettin Ökten hocanın üzerinde sıklıkla durduğu bir şey var: Tabiat, tabiat, tabiat... Benim bu kitaptan çıkardığım en önemli ders bu oldu. Şahsım adına tabiatı yeteri kadar temaşa etmediğimi fark ettim. Hocamız sürekli güneşin batışını izlememiz, kuşların kanat çırpışına göz gezdirmemiz, bir suyun akışını dinlememiz gibi ruhumuzu teskin edebileceğimiz ve besleyebileceğimiz eylemleri salık veriyor. Bu kitabı okuduktan sonra eminim siz de tabiata çok daha farklı bir gözle bakacaksınız :) Tüm bunlara ek olarak kitapta birçok kitap ve film tavsiyesi de mevcut. Bunlardan da rahatlıkla istifade edebilirsiniz.
"Sosyal mecraları çok kullananların bundan kesinlikle mutsuzluk kaptıkları tespit edilmiştir. En çok hangisinin mutsuz ettiğine bakıldığındaysa Instagram olduğu görülmüş. Çünkü insanlar kıyas yapıyor herkesle kendini..."
Mehmet Dinç
Üç bilim insanı keşifleri sırasında, sadece kadınlardan oluşan bir ülke olduğunu öğrenirler. Nesiller boyu yalnızca kadın ırkının hakim olduğu bu yeri ve içinde yaşayanları herkesten gizli bulmak için yola çıkarlar. Buldukları bu kusursuz, medeniyet ile yönetilen ülke onları bir çok yönden şaşırtır ve büyüler. Karakterlerin kadın egemenliği
KARANLIKTA EMPAT
Kendi Kendine Terapi Serisi
Narsis: "Herkes bana hayran,çok özel birisiyim."
Makyavelist: "İnsanlardan en yüksek faydayı nasıl sağlayabilirim?"
Sineklerin Tanrısı’ndan etkilenmiş ve benim tespit ettiğim kadarıyla 3 serinin birçok sahnesine ilham vermiş bir kıyamet sonrası romanı. Nisan ayının sıradan bir cumartesi günü ve başlangıçta her şey normal görünüyor ancak yetişkinler uyandığında dünya dakikalar içinde kaosa sürükleniyor. Yetişkinler uyanıyor ve 20 yaş altındaki çocuklarına karşı korkunç bir nefret duyuyor. Gözleri dönmüş anne ve babalar kendi çocuklarını acımasızca katlediyor. Kurbanların tamamı çocuk olduğundan bazı okuyucular için kesinlikle rahatsız edici ve karanlık bir kitap olabilir. Kitabın çok yavaş bir başlangıcı vardı. Yavaş derken aksiyonu kast etmiyorum çünkü kitap kısa sürede aksiyonun içine girerek kanlı bir curcunaya dönüştü. Beni sıkan temel unsur karakterlerin önemli birine dönüşmesinin çok uzun zaman almasıydı. Bu yavaşlığı atlattığımızda kitabın büyük çoğunluğu hızlı ve iyi bir şekilde ilerledi ancak finale doğru yazılmış olan ve yaklaşık 50 sayfa sürüp olayların temel nedenine açıklama getiren kısım kesinlikle berbattı. Bir şekilde her şey dine ve evrime bağlandı ancak sebepler ikna edici değildi ve kurgunun temelleri sallanıyordu. Bu kısım yüzünden kitabı güçlükle bitirdim. Yine harcanmış bir potansiyel görüyorum, daha iyi olabilecek çok şey vardı.
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.
Armstrong'un bir kaç eserini daha
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته Kıyamet Mahkemesinin Kanunları
1- O gün mahkemenin hakimi de şahidi de Allah’tır.
“Allah, kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, he şeye şahittir.” (Hacc, 17)
2- Yalancı şahitlik yoktur.
“O gün ağızlarına mühür vuracağız, elleri bize söyleyecek, ayakları şahitlik edecek kendi
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir.
_Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olmak şöyle dursun, öğretmen olmak bile aklımın ucundan geçen bir şey değildi. Öyle parmakla gösterilen bir öğrenci değildim çünkü…” Bu satırlar sınıfta öğretmenin göremeyeceği yerde oturan ve öğrenciliği arka sıralarda geçen Hüseyin Akın’a ait. Öğrencilikten uzaklaşırken hayatın bilirkişisi olan Akın,
Uzun zamandır kendime rutin oluşturmak istiyorum ama şu an kendimi hala bundan uzakta hissediyorum. Bazı şeyleri her gün yapmak, alışkanlığa çevirmek istiyorum o yüzden bu kitabı gördüğümde çok ilgimi çekti. Rutinlerle alakalı başka birçok kitap araştırdım, onları da okuyacağım. Bu kitabın içinde gerçekten yardım ettiğini düşündüğüm bakış açıları