Bazı kitaplar olur gözlerinizi bir an olsun üstünden cekemezsiniz, çekmek istemezsiniz...
Kesinlikle öyle bir kitap okudum.
Medusa'nın Ölü Kumları..
Yazarın kalemini Wattpad'de başka bir romantik hikayede okumuş ve sevmiştim.
Ama bu kitabı hakkında hiçbir şey bilmeden okuma başladım. Ve... BAYILDIM arkadaşlar.
Bu nasıl bir dünya bu
- Henry! Bildiğim herkes sizin çok hınzır olduğumuzu söylüyor.
-Rezalet yani! Bugünlerde herkes kişinin ardından öyle laflar çıkartıyor ki hepsi de kesinlikle doğru çıkıyor..
"Öyle olduğundan emin misin Dorian?"
"Kesinlikle."
"O zaman bu bir yanılsama olmalı çünkü insanın tamamen emin olduğu şeyler hiçbir zaman doğru değildir.
..."
Sayfa 247 - Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları,17. basım, Mart 2023, İstanbul
“Hayattan uzaklaşmamın kazandırdığı doğal ödül, başkalarının benimle kesinlikle uyuşamaz hale gelmesi oldu. Etrafımda insanları uzaklaştıran soğuk bir hale var, buzdan bir çember. Yalnızlığımdan acı duymamayı beceremedim henüz, yalnızlığın sadece sıkıntısız bir dinginlik anlamına geldiği ruhsal mertebeye ulaşmak öyle zor ki.”
Uzun zamandır okumak istemiştim." Mehmet Güreli Kimse Bilmez" şarkı sözlerinin Ömer Hayyam a ait olduğunu öğrendiğimden beri ondan çok etkilenmiştim ve merak etmiştim.Sonunda okudum, oturup uzun uzun dörtlükleri okuyup düşünüp notlar alırım diye bekliyordum ama bekledigimi bulamadim rubailerde o kadar çok şaraptan bahsediyor ki acaba metafor mu yapıyor dini anlamda diye düşünerek okumaya çalıştım ama sarabi dini anlamda kullanmiyor kesinlikle.Kitabi bitirdikten sonra da haddime değil belkide ama anlamı olmayan şeye de fazla anlam yüklemişim ve yüklemeye gerek yokmus gibi düşündüm çünkü yaklaşık 300 tane rubai var ve rubailerde derinliği olanlarin sayısı en fazla 30 tane,bunlarında en fazla 10 tanesi etkileyici,geri kalanları hep aynı şeyleri tekrar ediyor.Önsözde hangi rubailerin ona ait olduğu yada ait olup olmadığı belli değil başkaları da onun ağzıyla yazmış olabilir diyor.Belki de öyle belkide ben çok şey bekledim belkide yanlış düşünüyorum,belkide derinliğini kavrayamadim ama bekledigimi bulamadim...
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,3bin okunma
Kitabın nasıl başlayıp bittiğini hiç anlamadım. İlk kitaba göre daha sürükleyici ve daha çok sirla dolu. İlk bakışta basit gözüken hatta İlk kitabın sonunda bende istenen muhtemel etkiyi yaratmayan bir soruyla bu gizeme kapılıyorlar.
"Tobias Hawthorne kim?"
Bu kitapta İlk kitapta havada kalan çoğu şey mantıklı bir zemine oturtulmuş olsa
Ama bir türlü gidemiyordu. Benimle konuşmaya,, gülümsemeye çabalıyordu
“Alma yaşlanmışım, öyle değil mi?
“Kesinlikle hayır, adam. Sen dünyadaki en güzel mavi gözlü Kurbağsın asla senin gibisi gelmeyecek.”
“Zeze, ayrıca bunca yıl, hiç bencil bir çocuk gibi davranmadı. Cömertlik hep senin bir özelliğin oldu. Aslına bakacak olursak, asıl ben senin iyiliğinden faydalandım. Hiçbir ad altında sana bir kira ödemeden yüreğinde yaşadım. Ağırlığından şikayet etmeden, yorgunum deyip itiraz etmeden beni hep taşıdın, öyle değil mi?“
“Bana hiçbir yükün olmadı adam. 30 kg olsan da fark etmez, yeterki bana dön. “
“Bu artık imkansız. İşte bu nedenle defalarca sana görünmeden gitmek isteyip duraksadım. Öylesi belki daha iyi olurdu? “
“Hayır. Kesinlikle hayır. Nankör derdim arkandan, ya da elveda bile demeden gittiğine göre demek nefret ediyormuş benden, derdim. “
Kitabı bitirdikten sonra yaklaşık 10 dakika hiçbir şey yapmadan oturdum. Ne okuduğumu, neler hissettiğimi düşündüm. Beni çok içine çeken ve farklı şeyler hissettiren bir kitap oldu. Ufak bir düşünce kargaşası yaşadığım için biraz karmaşık ve uzun bir inceleme olacak. Büyük ihtimalle çok uzun olduğu için kimse okumayacak ama yine de düşüncelerimi
Bir dönem sürekli karşıma çıkan kitaplardan birisiydi "Yaşamak". Sürekli övgüyle bahsedilen bir kitap görünce insan ister istemez bu kitaba bir göz atmalıyım diye aklının bir köşesine not düşüyor. Benim gibi az okuyan ve yavaş okuyan bir okuyucuysanız okunacaklar listesi de azalmıyor tabii, aklınızın o tozlanmış köşesine bir türlü sıra
Kesinlikle alın. Çok tavsiye ediyorum Senanın acısını öyle bir hissettim ki ağlamadan duramadım tıpkı bazı yerlerde gülmeme engel olamadığım gibi. Yazarın eline sağlık
Kitabın ilk sayfalarında yer alan bölümler kısmında bazı başlıklar spoi verebiliyor spoi yemek istemiyorsanız başlıkları önceden incelemeyiniz.
Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. Okurken çok beğendiğim ve 10 puanı hak eden nadir kitaplardan biriydi. Yazım dili , olay akışı , karakterlerin tasvirleri tam puanı kesinlikle hak ediyor.
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler:
"Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydular."
"Onlar çok büyük tuzaklar kurdular."
"Dediler ki: 'Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Kitap hakkında ne yazarsam yazayım kesinlikle spoiler vermiş olmuyorum. Çünkü canım Márquez daha kitabın en başında, hikâyenin sonunda neler olacağını bizlere söylüyor. Bir cinayet… Ama bu olayı o eşsiz anlatımıyla öyle bir kurguluyor ki daha en başında karakterin öleceğini bilmemize rağmen sürükleyiciliğinden hiçbir şey kaybetmiyor ve bir çırpıda okutuyor kendini Kırmızı Pazartesi.
** Kitabın bir bölümünde yazarımız bir kerecik de olsa Yüzyıllık Yalnızlık'tan tanıdığımız Albay Aureliano Buendia'yı anmayı da ihmal etmiyor. Bu küçük detay beni çok heyecanlandırmıştı bunu da paylaşmak istedim. Okumayı planlayanlar asla pişman olmayacaktır.
Şimdiden keyifli okumalar...