Babamdan hiç bahsetmiyorum bile. Sadece biyolojik bir bağ var aramızda. Keşke onun biyolojisini taşıyan biri olmasaydım. Benim için o kadar yok ki varlığı benim için o kadar anlamsız ki sitem bile etmek gelmiyor içimden..
O sessiz yolculuklarda Youngsoo’yla aramızda geçen konuşmaları hiç unutmadım. Doğan ilk erkek çocuk olmasaydım keşke diye düşündüğünü söylemişti.
“Çok baskı var,” demişti. “Her şey bana bağlı. Ama ben insanların beklentilerini yerine getirecek kadar akıllı değilim.”
Dikkat Spoiler İçerebilir !
Öncelikle kısa bir kitap olmasına rağmen sürükleyici. Kore edebiyatından okuduğum ikinci kitap eğer meşgul olmasaydım bir günde de bitirebilirdim. Ben yaklaşık üç günde bitirdim hiç fena değil. Konusuna gelirsek önceleri orta halli bir yaşam süren pörtlek ve annesi , babasının evden gitmesiyle artık geçim sıkıntısı
“İnsanlar sanki dünyaya zarar verebilsin diye gönderilmiş varlıklar. O kadar o kadar benciller ki. Bence insanlar bu dünyanın başına gelen en kötü şey!”
“Sende bir insansın.”
“Keşke olmasaydım.”
3/5
Kitabı kütüphanede görüp başlığından dolayı merak edip başlamıştım. Kitap günlük şekilde yazılmış, kitabın adından da belli oluyor aslında. Başrol karakterimiz, Linus, 16 yaşında evden kaçmış bir çocuk. Sokakta şarkı söylerken gözleri kör birini görüp yardım etmek istiyor ama yardım ederken kaçırılıyor. Bembeyaz, depo gibi bir yerde gözlerini açıyor. Zamanla yanına 5 kişi daha geliyor ve 6 kişi birlikte bilmedikleri bu yerden kaçmaya çalışıyorlar.
Kitabın dilini pek akıcı bulmadım. Daha önce bu şekilde yazılan bir kaç kitap daha okumuştum, onlar akıcıydı ama bu kitapta bazı yerler sanki sırf sayfaları doldurmak için yazılmış gibiydi. Bir arkadaşım da kitabı okumuştu ama yarım bırakmıştı. Beni kitabın sonuna kadar okumayı iten şey sonunu merak etmemdi. Her zaman acaba onları kaçıran kişiyi bulacaklar mı diye düşünerek okumaya devam ettim ama son pek istediğim gibi olmadı. Cevapsız kalınan bir sürü soru vardı, bu sonu hak etmiyordu bence. Yine de kötü değildi, keşke olmasaydım diye de düşünmedim. Okunabilir ama okunmasa da olur gibi bir arada kaldım bu kitap için.
Ölüm DefteriKevin Brooks · GO! Kitap · 2017319 okunma
-İnsanlar sanki dünyaya zarar verebilsin diye gönderilmiş varlıklar.O kadar o kadar benciller ki.Bence insanlar bu dünyanın başına gelen en kötü şey!
-Sen de bir insansın.
-Keşke olmasaydım.
"İnsanlar sanki dünyaya zarar verebilsin diye gönderilmiş varlıklar. O kadar o kadar benciller ki. Bence insanlar bu dünyanın başına gelen en kötü şey!"
"Sen de bir insansın."
"Keşke olmasaydım."
Hesiodosun bu kitabını oxuyan zaman dini kitablar qədər dərin olmasada(din aspektindən baxıldıqda) qeyd olunanları oxuduqca bir din kitabı oxuyursanmış kimi bir “vibe” alırsan.
- Tanrıların yaranmasını vurğulayır ondan qabaqki titan tanrıların yaranmasını və tanrılardan $əvvəl$ də bir sıra şeylər var idi və onda tanrılardan qabaq nə var idi deyə
İstersen bu sözlerime başka sözler katayım da,
Daha düzenli, daha bilgince olsun söylediklerim.
Sen de iyi dinle, iyi belle.
Olympos'ta oturan ölümsüzler yarattı 110
Ölümlü insanları ilk soyunu, altından.
O zamanlar Kronos'un gökleri tuttuğu zamanlardı,
Tanrılar gibi yaşıyordu insanlar
Kaygısız, rahat, acısız, dertsiz.
" Uyu yavrum, uyu; çünkü çocukluk çok güzeldir." demiş
José Mauro de Vasconcelos . Bende çok özlüyorum o günlerimi. İnsanoğlu bir garip. Küçükken büyüyeyim de şunlarım olsun, bunlarım olsun deriz. Büyüyünce de keşke o eski okul yıllarıma, çocukluğuma, mahalle arkadaşı günlerime dönebilseydim deriz. Bu dediğim genelde şaşmaz. Bende çok özlüyorum çocukluk yıllarımı ama dolu dolu geçirdiğimi, güzel anılar biriktirdiğimi de iyi biliyorum. Fazla saf biriydim çocukken. Bazen akran zorbalığına maruz da kaldım hatta. Babam oğlum benden iki tane çikolata isterdin, ikisini de gider sokakta arkadaşlarına verirdin. Sonra eve gelip ağlardın, ben çikolata yemedim diye, der. Hayatın mağduriyetini küçük yaşlarda tatmayanlar büyüdüğünde bazı olgun özelliklerden mahrum kalırmış. Benimki de o misal. Bazen tabi diyorum ki, keşke masum saf Emre olarak kalsaydım. Bazı şeylerin keşke farkında olmasaydım. Bilmediğin, yaşamadığın özellik çünkü sende eksiklik hissettirmezmiş.
Bize bu bayramı hediye ettiği için
Mustafa Kemal Atatürk e sonsuz minnetlerimi sunuyorum. Onun bir sözü ile yazıma son veriyorum : "Vatanı korumak çocukları korumakla başlar." Geleceğimiz olan çocuklarımıza yarınımızı güvence altına almak için ilim, bilim, terbiye, din, milli duygu, eğitim, spor, müzik, kitap, sanat gibi aklınıza gelebilecek her türlü önemli özelliklerle donanımlı hale getirip yetiştirebilmek bizim elimizde. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun.