Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
belki de hiç sevmemişlerdir belkide bizim onları sevdiğimiz kadar sevmemişlerdir kim bilir
“Kim bilir, belki de insanın bunları anlaması için ağrıyan bir kalbe gereksinimi vardır.”
Reklam
Kim bilir, iç sıkıntısı olmasa, belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı. 'İş avutur,' derdi babası. O böyle avuntu istemiyordu. Bir örnek yazılar yazmak, bir örnek dersler vermek, bir örnek çekiç sallamaktı onların iş dedikleri. Kornasını ötekilerden başka öttüren bir şoför, çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu. Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak!
Zaman zaman sorarım: “Neden? Zaman nedir, sabah nedir? Şimdi gitsem buralardan bunu kim bilir?” (Sena Şener)
Güldüren bir trajediydim, yavaşça ürküten Açıldı perde, uzun tirat, kayıp suflör Belirsiz her yön Sahiden vuruldu dublör Kolla kendini şehrin kayıp şairi Okunmayacak esamen, yazılmayacak tarihin Kimdi kim bilir kılıçlı gösteri Sihirbaz bir akşam harbiden kendini kesti
Doğu’nun neden Batı’nın gerisinde kaldığını gösteren bir konuşma…
Faiz Bey: -“Bak,” dedi, “şu anda konsolun üstünde duran saati Harunü Reşit zamanında bir şarklı icat etmiştir; şu elimdeki kitabı bir şarklı yazmıştır.” -Aman hep o kara kaplı kitap… Başka yok mu? Yazmış da ne olmuş? Sizden başka kim onu okuyor? -Senden başka bu kitabı pek çok insan okuyor. - Aman.. hep tembeller, hayalperestler… -Hayır… Frenkler de okuyor. Bu gibi eserlerin bir tanesinin yüzlerce türlü basılmış tercümeleri vardır. Avam da okur, havas da okur velakin sen okumazsın, mazursun da. Mekteplerinizde böyle bir şey kalmadı. Bir İngiliz kızına Sadi’yi sorsan bilir, sen Şarklı oldugun halde bilmezsin.
Sayfa 49 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Rüzgâr kesildiği halde bile dayanılmaz bir soğuk çıkmıştı. Kim bilir civa sıfırın altında nerelere büzülmüştü.
Sayfa 2
N'eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında.
Tutamam tuttuğum dalda belki elim var Bakıp unutmuşum gözlerimi denizde Gökyüzü belleğim olur çünkü gittikçe Ne duyu, ne görü, sade yıldızlar Bütün müyüm, parça mıyım, kim bilir? Yitmiş gitmişim güneşlerle yüklü Yiten güneş değil, toprak değildir.
Sayfa 155 - Everest Yayınları
konu bilinmeyenler, anlaşılmayanlar etrafımızda dönen görünmez dümenler belki tanrı belki de daha insani bir teşkilat.herşeyi düzenleyen kim bilir? hayata ve ölüme hakim olanlar bilir...
Reklam
Kan pıhtısı odalar Sizden iyi kim bilir Sesin çiçek açmasını.
Hiç derdim tasam olmasaydı hayat nasıl olurdu kim bilir. Sıkılırdım herhalde. Oysa sıkılmak ne güzeldir. Şaşırdınız değil mi ama doğru okudunuz sıkılmak pek güzeldir. Çünkü modern çağda bırakın sıkılmayı insanın 5 dk nefes almaya, bir durup düşünmeye, kendini hissetmeye vakti yoktur. Boş durmayagörsün hemen başına bir iş çıkar. Sıkılmaya bile vakit yoktur. O yüzden eğer sıkılıyorsanız(bahsettiğim iğrenç can sıkıntısı olan sıkıntı değil) mutlu olun :)
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.