Ah ne güzel bir kitap. Daha yeni bitirdim duygularım tazecik bu kitaba karşı. Ne güzel bir aşk, o ne güzel bir sevmek. Eskilerimizin acılı hayatı. Şimdi bakıyorumda bizim dert dediğimiz şeyler onların acılarının yanında bir hiç kalıyor. Kitabın kahramanı olan Maya ile çok gururlandım. Kadın ne güzel bir kadındı. Bence örnek alınması gereken bir karakter. Kitapta bir şöyle demişti:
-Beni olgunluğa eriştiren şey erkeklerdir.
Demişti bu cümleyi çok doğru buldum bence insanı büyüten ve olgunlaştıranda hayatının merkezine koymaya çalıştığı kişilerinin ihanetleri veya iyilikleridir. Kitaptaki aşkı gene ele almak istiyorum. Ne güzel bir aşktı çünkü. Bu kitapta şunu anladım belki yanılmış olabilirim ama aşkları ölümsüzleştiren kavuşulamamasıdır, zorluklar aşkı daha da güçlendiriyor. İşte zorluklarla ne kadar başa çıkıyorsan o kadar aşıksındır demektir. Max ve Nadia... ikisinin örnek alınması gereken bir aşkları.. Ve tabii ki de hiçbir insanın masum olmadığıda her insanın içinde kötülüğün olduğunuda bu kitapta da açık ve net. Struma gemisi, insanların kişiliklerinde zayıf olduğu yön olarak anlatılmış. Ülkelerin sakladığı struma olayı. Ve tek ülkenin bu hatasıyla yüzleşmesi. Almanya. Gerçeklerden kaçarak hiçbir yere varamayız. Ve şuda bir gerçek; her iktidar bir katildir. İçinde iyilik olsa bile iktidar olduğunda bu iyiliğini katil birisi alır. Her iktidar suçludur. Kimse masum değildir. Hiçbir ülke temiz değildir.