1909 ve 1910 yıllarında iki kez Finlandiya’yı ziyaret etme fırsatı buldum.
Diğer ülkelerden çok farklı bir görünüme sahip olan Finlandiya’nın
konumu çok dikkat çekicidir. İnsanlarının düşünceleri, ruhsal yapıları,
dünya görüşleri bizimkinden çok farklıdır.
Bu insanları inceleyecek olan biri, onların sanki dünyamıza değil de
başka bir
Anne-Baba ve Çocuklar
“Yeni nesillere akılcı bir terbiye verme meselesi...”
Snelman ile arkadaşları Finlandiya’yı uyandırmak için bütün ümitlerini buna
bağlamışlardı. Gençlik meselesi Snelman’ın en sevdiği bir konu ve aynı
zamanda kendisinin en hassas ve ıstırap duyduğu meselesiydi.
Snelman kimi zaman gençleri yüzlerine karşı azarlıyor
"En saf ruha sahip insanlar en büyük kötülükleri yapabilir. Hiç kimse mükemmel değildir, ne oldukları yada hangi tarafta savaştıkları bu gerçeği değiştirmez."
İşte o sırada bir tilki çıkıverdi ortaya.
“Günaydın” dedi tilki.
“Günaydın” dedi küçük prens kibarca. Ama etrafına baktığında kimseyi göremedi.
“Buradayım! Elma ağacının altında.”
“Sen kimsin? Çok güzel görünüyorsun.”
“Ben bir tilkiyim.”
“Gel, birlikte oynayalım. Öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens.
“Seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında.
Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM
SONSUZ SABIR
Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti.
Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Eski Köye Yeni Âdet
Yasa Koyucunun temel aldığı başlıca ütopik ilke,
atasözlerinin halkın bilgeliğini yansıttığı ve halkın sesinin
Tanrı’nın sesi anlamına geldiğiydi; dolayısıyla bütün diğer
ahlaki, sosyal, siyasi ve dini ideoloji ve planlar entelektüel
hybristen dolayı eskilerin bilgeliğinden uzaklaşılınca
başarısızlığa uğradığı