Hiç kimse yoktu ki "Memleket batıyor, ne olacağız?" desin ve "Acaba bir şey yapamaz mıyız, kurtulmak çaresi yok mu?" diye düşünsün. Herkes ayrı ayrı bu çöküş ve dağılmada kendini zarardan korumaya çalışıyor, kendi zevkini, kendi keyfini temine önem veriyordu.