kırmızı ferman
saklama yüzünü suya
benzetilmiş kelimelerin ardına
kalbinden söktüğün çadırı
başkasının yüzüne kurma
aşk olur
tepeden tırnağa
göçebe tende
kalıcı iklim
zamanın gaddar haritaları
neye gerçek neye kurgu dediğin
kırmızı kıpkırmızı kızıl ve karşılıksız
her verdiğin
yol sensin ulak sen kalbindeki zarf
ölümüne
koynundaki ferman
alınmaz kanın akıtılmadan
ulaştır bunu yerine ömrün tamamlanmadan
Eylü/2001
BARBARLARI BEKLERKEN
Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine?
Bugün barbarlar geliyormuş buraya.
Neden hiç kıpırtı yok senatoda?
Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar?
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA
Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir.
Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Anadolu insanının iç dünyasını ve hayat bilgisini türkülerden öğrenmek lâzım. Her türkü de Anadolu insanının hikâyesi, yâni acısı, ağıtı, hüznü, gurbeti, sevdası, yoksulluğu var.
Umutsuz aşkların, gurbet sızılarının, dinmeyen hasretlerin hikâyeleri anlatılır.
“Şu mübarek günde küsmek olur mu / Uzat ellerini bayramlaşalım / Tanrı selâmını kesmek
Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine?
Bugün barbarlar geliyormuş buraya.
Neden hiç kıpırtı yok senatoda?
Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar?
Çünkü barbarlar geliyormuş bugün.
Gönül, ferman dinlememekle adını ka tarih sayfalarına yazdırmış bir mefhumdur özünde. Bu nedenle klişeleşmiş tavsiyelerden ziyade ona hakikat ile yaklaşmaktan gayrı bir reçetesi de bulunmuş değildir. Elmayı çok seven biri olsanız, ben size sabah akşam "Asla kırmızı bir elma hayal etme." desem, bunu başa baramazsınız. Ya da "Sakın aklına uçak o getirme." desem, aklınızda hep uçak ile gezersiniz. Mutlu birine "Mutlu olma." demek ne kadar absürt bir durum ise, aşık birine "Artık âşık olmamalısın." Demek de o kadar beyhude bir çabadır.
"bu kitap ısrar üzerine yazılmıştır." ile başlayan ve ısrarlarla gelen çalışmaların nereden bilelim bir sona yaklaştığının göstergesi olduğunu.
mahallemizde devamlı darbuka çalıyorlar
erkes nedense asan’dan amile
düm-tek çocuklar doğuracak kadınlar bahara
burada aşklar fena şehla, şahane aşkları
incesinden sosyeteye bırakıyorlar.
acı
74. Ferman
“Kan yağmurları getiren kırmızı bir bulut gibi geçtiler üzerimizden… Sonra her fırsatta dönüp kırmızıya boyadılar topraklarımızı…
Kan kırmızısına! Yüce Ezda affetsin beni kin tuttuğum için ama hepsinin intikamını alacağım!”
74. FermanMustafa Mutlu · Kırmızı Kedi · 2016130 okunma
hangi birine yanalım bilmeyiz
bir su geçerdi evimizin önünden
kırmızı bir toprak bırakırdı
ölenece gözümden gitmez
senin hatırcığın için olacak
dört tarafa ferman gitmiş üstüme
öyleyse hazır ol Yakup Bey
bütün bıçaklar bilenende.
Bir damla düşer toprağa bak hâresi güldür ..
Pervâne döner harda fakat, çâresi güldür .. !
Bülbül, sana yâr olmak için nârlara düştü ..
Dâim yakışan hep sana, bir kırmızı güldür ..
Dünyâ ki harâp olsa yeter gûl-i Muhammed (s.a.v) ..
Billûr dudağından dökülen her sözü güldür ..
Kim derse eğer, nerde alâmet bize O’ndan ..?
Baksın hele dünyâya