Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

fd

120 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
Okurken yorulmadan her daim kendimizi bir deniz kıyısında hissedeceğimiz hikayeler... Bizi çok sarsacak, hayatımıza dair sorulara cevap verecek ağırlıktaki işleri kotarmaya, bu alanda bir düşünce yolculuğuna çıkarmaya yetecek gücü yok bu hikayelerin. Zaten Sait Faik'in böyle bir derdi de yok gibi. Ama seküler bir gözle hayata bakan, uygun her zamanda demlenen, hayatın gadrine uğrayanlarla hemhal olabilen, denizle her daim dost olan geniş bir insanın Sait Faik'in hikayelerini okumak hangi ideolojiden olursanız olun sizi çok zorlamıyor. Her yüreği olan insanın hisleneceği, inkisara uğrayacağı olaylar, sıradan, senin benim gibi karakterler...
Tüneldeki Çocuk
Tüneldeki ÇocukSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,314 okunma
Reklam
148 syf.
5/10 puan verdi
Kitaba ismini veren hikaye ile başlamak gerekirse... Nedense hakkında çeşitli spekülasyonlar bulunan bir efe karakteri devrimci, sosyalist bir karaktere büründürmüş, neden onun karşısında Abdülhamit karakterini hiç eden bir tutum takınmış... Mesela Sebahattin Ali'nin Sırça Köşk'ünde yer alan hikayelerde devrin(30'lu 40'lı yıllar) içler acısı manzarası sunulurken bize direk olarak o zamanın iktidarına karşı bir karşıtlık tutumu bu kadar sarih bir şekilde sunulmazken Abdülhamit yerlerde sürünür bir halde gevilir diye düşündüm. Elbette halkın, devletin soğuk ve adil olmayan düzeni karşısında kendini düşünen bir Eşkıyayı sevmesi kadar doğal bir sosyolojik tavır olmuştur. Sabahattin Ali Çakıcı'nın hikayesinde gerçek kişiler hiç çekinmeden sergileniyor.Onlara karşı serbestçe karşu tutum sunuluyor. Sanırım burada düşünsel yapımızın kuşatıcılığını gösteren bir örnek karşımızda diyebiliriz. Şiirlerinde çok etkileyici bir hava yakalayamadım. Hikayeleri ise okumaktan zevk alınacak üslubunu devam ettiriyor.
Çakıcı'nın İlk Kurşunu
Çakıcı'nın İlk KurşunuSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20198,1bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yolda gelirken "Üç Soru, İki İhtiyar, Hayat Bir Bütündür.. gibi hikayelerini dinlediğim günlerde İlkgençlik ve Gençlik eserlerini okuma fırsatım oldu. Aslında iyi bir okuma yapmış sayılmam bu kitaplar için, biraz zamanın zorlaması vb. nedenlerle kitapların hakkı olan dikkati veremediğimi söylemeliyim. Ama neticede bu bir Tolstoy... Comme il faut olmaktan , hayatın amacının iyilik yapmak, yapılan kötülüklerin de ancak kendimize yapılmış bir kötülük olduğunu anlamaya evrilen bir yaşam... Zaten bu satırların arasında o zamanlarda dahi Tolstoy'un ahlaki, dini değerlere yücelen bir manevi yolculuğunu sezmemek mümkün değil. neticede Gençliğin o savruk zamanlarında yaşananların insanın yaşamının bir parçası olduğunu kim inkar edebilir ki?
Gençlik
GençlikLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,802 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bu deniz kokusu, balıklar, Rum karakterler, kahveler içinde yolculuk yaptığımız hikayeler bir deniz kasabasında doğu büyümüş olanları daha çok etkilemeli. Gerçi biz deniz kenarında yaşayan yörüklerdendik ama gene de bunu rahatlıkla kendi adıma söyleyebilirim. Bu hikayeleri okudukça 'yahu ne kadar sadeymiş herkes yazar bunu' gibi bir düşünce bir ara içinizden geçse de sonradan bu üslubu bu metinleri Sait faik'ten başkası oluşturamazdı demek zorunda kalıyorsunuz. Şu zamanlarda işte ilginç tahkiye metodları falan geliştirildi, şöyle oldu böyle oldu gibi kuramsal, metodik yeniliklerden bahsedilse bile beni ne bileyim bir Çehov, bir Sait faik gibi etkileyen bir metinlerle karşılaşmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Gerçi bizim okurluğumuzun çapı ne ki bunu söyleyebiliyoruz o da ayrı konu.
Seçme Hikayeler
Seçme HikayelerSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20205,5bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu sayıda çok güzel yazılar okudum. Aykut Ertuğrul'un tuhaf zamanlarda hikayeye dair yazısı, Abdullah Harmancı söyleşisi, Cemal Şakar'ın hikayesi, Aynur Dilber'in öyküsü ilk sayışta aklıma gelenler.
Muhayyel - Sayı 13
Muhayyel - Sayı 13Muhayyel Dergi · İz Yayıncılık · 201917 okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Küçük Prens neden bu kadar çok okunuyor, diye düşününce aklımıza epey fikir geliyor olmalı. Üzerine söylenecek çok söz bulmak kolay. Evet elbet yetişkinlerin eğitimle, çevreyle, yaşamın sayamayacağım etkenleriyle garip bir şekle sokulduğunu kabul edip, buna karşı çocukluğun saflığı savunulabilir. Herkes gibi biz de o meşrepten konuşabiliriz. Ama bu modernliğin, ya da ondan sonra karşımıza çıkan postmodernliğin olgunluk yerine her gördüğüne saldıran çocuk olmamız istediğine dair içimizde oluşturduğu bir düşünce yok mu? Modernler bilgi bilimci bir algıyla tek bir şeydir önünde ceket ilikleyip saygı duruşuna geçin demiş, postmodernler ise her birey kadar doğru varı dayatmış insanlığa. Bu fikirler kafamdan geçerken kaçıncı okuyuşum -sanırım 3. okuyuşumdu- bilmiyorum ama bu kez çocukluk üzerine o kadar da saf fikirler geçmedi içimden. Karşımıza Hay Bin Yakzan değil de Sineklerin Tanrısı çıkıyor...
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Genç Hayat Yayınları · 2018236,1bin okunma
80 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Bilimlerin ve sanatların gelişmesi ahlakın düzelmesine yardım etmiş midir? Bu sorunun cevabına açık bir şekilde "Hayır" cevabını veriyor Rousseau. Bilimler ve sanatların aslında gereksiz şeyleri öğrettiğinden örnekler sunarak belki İbn Haldun'daki "asabiye" kavramını azaltan bir yanına vurgu yaparak askerliği yok ettiğini , yurttaşlık ve bağlılığı önemsizleştirdiğini aktarıyor. Bilimler ve sanatların askerlik değerleri kadar ahlaki değerler için de zararlı olduğunu söylüyor. Hayatımızın daha ilk yıllarından itibaren kafamıza yerleşen anlamsız bir eğitimle düşüncemiz kötü yola sokuluyor. Hatta sanatların da bir eşitsizlikten türediğini söylüyor.
Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev
Bilimler ve Sanatlar Üstüne SöylevJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,611 okunma
164 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
30'lu yıllar 40'lı yıllar... Memleketin içler acısı tablosu.Hastalananın ölmekten beter olan hali...İşçilerin yoklukla mücadelesi,bir ressam akademisyenin İngiliz gemisi çizmesiyle ortaya çıkan sanatçı düşkünlüğü,doktorların ve sağlık sistemin acımasızlığı,memurundan bürokratına kamu malı yiyiciliği, tahripkar devlet hissizliği,insanı meta addeden emniyet... Hep mi acı diyenlere sunulmuş semiz, bakımlı bir köpek hikayesi, Bahtiyar Köpek. Yasaklanmayı hak etmiş metin.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Doğan Yayınları · 201956,8bin okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Bazen verilen belgelerin insanı okuma konusunda sıkması bir yana çok zorlamayan bir üslup ile okudum çalışmayı. İçerikte ise Karabekir, öğrendiklerinizi sarsacak tezlere yer vererek o yılları anlatıyor.
İstiklal Harbimizin Esasları
İstiklal Harbimizin EsaslarıKazım Karabekir · Emre Yaynları · 2000125 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Deniz, tabiat, balıklar, kuşlar, insan... Hepsini kuşatan ölüm teması. Denizin bu kadar hikayelere sinmiş halini yansıtan bir metin okumamıştım. İnsanın denizin o günümüzde naylon modernite ile kirlenmediği günlerinden yansıyan o hikayelere kendini kaptırmaması mümkün değil. Belki biz Sait Faik gibi hayata bakmasak dahi onunla aynı yerde durup kendisi ile saatlerce ortak anlayışla konuşabileceğimizi hissediyoruz. Ölüm bu hikayelerin birçoğunda karşımıza çıkıyor, ölümü bekleyen insan hali belki de bu metinlerdeki ince sezişin en itici amilidir, kim bilir? Rum karakterlerin bu kadar çokluğu ulus devletimizin renkleri silip yok ettiğini hatırlattı bana. Belki de denizcilikte onların çok uğraşıyor olması onların çokça bu hikayelerde karşımıza çıkmasına yol açmıştır. Hülasa daha oturup çok şey yazabilir, üzerine çok kelam edebilirim bu hikayenin. Neden şimdiye kadar okumadığımı düşününce biraz içerledim kendime. Cevap sadedinde Furkan Çalışkan'ın sözlerini hatırladım: "Biz neden Sait Faik, Ömer Seyfettin okumayız? Okullarda Türkçe derslerinde kafamıza kakıla bu adamların metinleri ile uğraştırılmış, anlayışssız ders ortamlarına bu adamlar meze edildiğinden olsa gerek"
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,7bin okunma
Reklam
98 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mustafa Kutlu okumak insanı derinden sarsıyor. İnsanı saran sıcak hikayelerle meselenin çözümünün öyle çok büyük entelektüel tartışmalarda olmadığını gösteren bu hikayeler modern zamanların yok ettiği tabiat, ahlak, din gibi temel ontolojik alanların yokluğunun yarattığı büyük savrulmaları gösterirken çözümün de ucundan gösterip içimizi serinletiyor. Evet zaman bizi kuşatmış, zaaflarımız her daim yanımızdaydı ama insan kalabilmek hep mümkün, bunu gösteriyor Kutlu. İnsan bazan gözlerini tutamıyor.
Arkakapak Yazıları
Arkakapak YazılarıMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20141,076 okunma
211 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Mustafa Kutlu okumak beni rahatlatıyor, huzur veriyor. Burun kıvrılıp geçilen insanların içindeki hikayenin insanı sardığını etkilediğini derinden hissediyor okuyan. Öyle ki Mavi Kuş'un içinde bir radar gibi dolaşan yazarın gözüne biz de dahil oluyoruz. Evet onun söylediği zihnimizde oluşturmak istediği o düşünceye onun kadar sahiplenmiş halde buluyoruz kendimizi. Modernliğin sonrasında onun postunu yere çalan postmodernizmin değiştirdiği hayatlardan yakın ilişkilerin olduğu zamana özlem diyebilir miyiz en üst hedefinin bu metin için. Belki de öyle denebilir. Ne derse densin derin entelektüel laflara gerek kalmadan okunsun bu metin.
Mavi Kuş
Mavi KuşMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201112,1bin okunma
143 syf.
3/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bence ciddi bir edebi değeri olmayan 100 temel esere girmesinin de işte bir yerlere şirin görünmek adına yapıldığını düşündüğüm bir eser oldu. Belki cumhuriyetin ilk yıllarına ait kültür devriminin mahiyetine ilişkin ipuçları bulma adına okunabilir.
87 Oğuz - 100 T.E. İlköğretim
87 Oğuz - 100 T.E. İlköğretimNimet Çalapala · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 2006362 okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Şeriati, bu eserde zihinleri yoran bir felsefi yolculuğa çıkarıyor okuru. Özellikle insanın dört zindanı kısmında çeşitli ideoloji veya görüşlerce tarif edilen dört belirleyiceden bahsederken insanın kendisi olamama halini güzel bir bir şekilde izah ediyor. İnsanın tarih, toplum, tabiat ve kendinin zindanı olduğunu bu zindanların insanın kendisi olmasına engel olduğunu uzunca bir şekilde kaleme alıyor. kaleme alıyor demek tabi ki doğru değil zira burada kitap olarak karşımıza çııkan bu metinler çeşitli yer ve zamanlarda yapılan konferanslardan oluşuyor. Aslında Şeriati'nin çoğu kitabı bu şekilde oluşturulmuş. Bazan onun zindanlara kendinin de takıldığını düşünmeden edemiyoruz mesela bir şii olarak İran toplumunda var olması elbette bazı yerlerde onu belirlemiş olmalı diyoruz. Hülasa kendisinden okuduğumuz onlarca kitap insanı sarsan metinler olarak addedilmeli.
Kendisi Olmayan İnsan
Kendisi Olmayan İnsanAli Şeriati · Fecr Yayınları · 2012549 okunma
164 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Başta yer alan inceleme yazısında dendiği gibi biraz Dostoyevski tarzını andıran bir üslub ve örnekler yer alsa da yıllarca en çok satanlar arasında ilk sırada yer almayı hak edecek gibi bir edebi deha ve örneğe rastlamadığımı söyleyebilirim. Metin bireyi önceleyen tarafıyla belki de edebiyatımızda önemli bir yere konumlanabilir. Okunduğu zaman boşa geçmiş bir zaman sayılmayacak bir edebi tat alınabilir ve insana dair sorgulamalara yöneltebilecek temalara rastlandığı için varoluş sorunları içindeki insana bazı sorgulamalarında destek olabilir. Ancak bence hiçbir soruya cevap bulmamıza yeterli bir yükü kaldırabilecek güçte değil bu metin.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021316,2bin okunma
78 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.