Tablonuz o kadar güzel ki, benim yorumum ona zarar veremez, hem sonra bu benim kişisel düşüncem. Sizin düşünceniz farklı. Sizi harekete geçiren şey farklı.
Stefan Zweig in eserleri bana hep farklı gelmiştir,gerek konusu,gerekse anlatım biçimi olarak ancak bu kitabında alışılmışın dışında bir Zweig le karşılaştım zaten en uzun eseri de Clarissa.
Oldukça sade ve yalın bir dille Clarissa nin çocukluktan başlayan hayatını içinde bulunduğu savaş psikolojisi ile birlikte onun gözünden çok güzel bir şekilde anlatmış okurken inanılmaz zevk aldım ancak yazarımız bu kitabı yarım birakip intihar ettiği için son 20 sayfa yayımcı tarafından tamamlanmış ancak kişisel düşüncem keşke kitap 155.sayfada bitseymiş çok daha güzel olurmuş şeklinde çünkü yazarımız zaten merak edilen çoğu konunun sonunu getirmiş. Son sayfaları işkence çekerek okudum ve şunun bir kez daha altını çizmek gerekir ki herkes yazar olamaz ,usta bir dille yazmanın ne kadar önemli olduğunu hissediyorsunuz.Adeta son kısım
oldu bittiye getirilmiş ama herşeye rağmen tavsiye ediyorum.
ClarissaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201713,6bin okunma
16) “Benim hiçbir nötr düşüncem yoktur.”
Nötr düşünceler mümkün değildir çünkü tüm düşüncelerin gücü vardır. Düşünceler ya yanlış
bir dünya yaratırlar ya da beni gerçek olana götürürler; ancak etkisiz olamazlar. Hatalı
düşünce şeklimin sonucu olarak ortaya çıkan dünya gibi, hatalı düşüncelerimi düzeltmemin
sonucunda da gerçek dünya ortaya çıkar. Düşüncelerimin hem hakiki hem yanlış olması
mümkün değildir. Ya hakikidirler ya da tamamen illüzyondurlar. Gördüklerim bana onların
hangisi olduğunu göstermektedir.
Prens birden,
— Pavlişçev’in ışıl ışıl bir zekâsı vardı, kusursuz, gerçek bir Hıristiyan’dı, dedi. Hıristiyanlık dışında bir inanışa geçmiş olamaz!.. (Birden gözleri parladı. Salonda herkesin yüzüne tek tek baktıktan sonra ekledi:) Kim ne derse desin, Katoliklik Hıristiyanlık dışı bir dindir!
— O kadar da değil, diye mırıldandı ihtiyar.
Şaşkın
Kişisel gelişim kitaplarına ayrı bir ilgi duymama rağmen, beni sürekli tekrara düşmesiyle yoran bir kitaptı. Verilmek istenen mesaj çok güzel, çok doğru, açık bir dille de aktarılıyor. Fakat, yazar sürekli bir tekrarın içerisine düştüğü için sıkabiliyor. 288 sayfa değil, 88 sayfaya indirgenmiş olsaydı, kesinlikle daha okunaklı olurdu.
Tekrarla
Günah Keçisi kavramı, geçmişte insanların Tanrıya karşı günah çıkarmanın bir yolu olarak önceden belirlenmiş hükmü belli bir meta üzerinde bazı ritüeller eşliğinde uygulamasıyla ilgili olup, konuyu ismen günümüze taşıyan olayın kökeni, Yahudi kavminin, günahlarını simgesel olarak bir erkek keçiye yüklenip, kötü ruhları yatıştırmak ve tüm kavmi
Sovyet yönetmen Andrei Tarkovski, 10 Temmuz 1984 günü Milano’da yaptığı basın toplantısında, artık ülkesine dönmeyeceğini, ancak hangi ülkede kalmak istediğine henüz karar vermediğini açıkladı. 52 yaşındaki yönetmen, 20 yıllık sinema uğraşında altı büyük film gerçekleştirebildiğini, ülkesini, dilediği yoğunlukta çalışma olanaklarına erişemediği
Basketbola olan sevgim son 1-2 ayda çok fena ateşlendi. Boş zamanlarda Bir zamanlar amerika izliyordum. Bunun etkisi büyük olabilir :D :D Size de tavsiye ederim. Güzel bir program Basketbolcular ve hayatları için.(MJ'de var.) Neyse kitabımıza mı gelelim mi yoksa Last Dance'ten mi başlıyayım? Bence o konuya hiç girmiyeyim. lakin önce Last Dance'yi
TED GİBİ KONUŞ'u girişimcilik dersi vardı üniversite de ona benzettim, bir ürünü ortaya koyuyorsunuz, bir hikayesi de olmalı diyor. Hepimizin bir hikayesi var değil mi? Anlattığınız ürününde iyi - kötü olması önemli değil pazarlarken veya tanıtırken hikayesi inandırıcı şekilde anlatmak önemli diyor konuşmacılar...“Dünyanın büyük doğruları,
Yapacağım bir dünya yazım ve noktalama işaretleri hatası için şimdiden üzgünüm . Bu kitap bana edebi olmaktan çok içsel geldi . Kumarı güzel yapan şey bir şeyler kazanmaktan çok ,oynarken insana yaşattığı histir kişisel düşüncem . Kitap kumar bağımlısı bir adamın içsel dünyasına ufak bi göz atmanıza olanak veriyor kısmende olsa ve okuması da oldukça keyifliydi . Kısa , güzel ve öz bir eser . Bı insan bı kitaptan daha ne isteyebilir ki.
10) “Düşüncelerim hiçbir anlam ifade etmiyor.”
Bana özel olan hiçbir düşüncem yoktur. Yine de farkında olduğum tek şey “özel”
düşüncelerdir. Bu düşünceler ne anlama gelebilir? Özel düşünceler yoktur dolayısıyla
anlamsızdırlar. Fakat benim zihnim, yaratımın ve dolayısıyla Yaratıcısının bir parçasıdır. Kendi
yarattığım zavallı ve anlamsız “özel” düşünceleri düşünerek hakikaten benim olan evrensel
düşüncelerin önüne set çekmeyi gerçekten istiyor muyum?
Mehmet Yıldız Sahabe Serisi olarak cennetle müjdelenmiş 10 sahabeyi set olarak çıkarmış. Hepsi kısa kısa hap niteliğinde kitaplar. Özet niteliğinde Ebû Ubeyde(ra)'nin yaşamı ve kişisel özellikleri güzel bir şekilde aktarılmış.Tek rahatsızlık veren kısım,Mehmet Yıldız'ın tüm kitaplarında olan karamsar hava çizmesi..Okurken aklıselim
Bu kadar düz ve basit bir kitap daha önce hiç okumamıştım. Bana bir şeyler kattığı ya da beni düşünceye sevk ettiği hiç bir kısım olmadı. Bilindik yazarlarımızın sözlerinden alıntılar yaparak kitabı bitirmiş. Kopyala yapıştır cümlelerle ve sürekli yazarın kendini tekrar etmesiyle size zulüm eden bir kitap. Yazarın adını ve kitabını neden bu kadar
2 yıldır kitaplığımda olan ve okumaya bir türlü fırsatımın olmadığı bir kitaptı. Bu ay okumaya karar verdim ve açıkçası beklentim yüksekti. Kitap 4 bölümden oluşuyor. Ve her bölümde detaylı açıklamalar var. Neden hayır diyemiyoruz? Hayır demek neden zordur? Ve nasıl hayır deriz? gibi. En beğendiğim tarafı; yaşadığımız korku ve kaygıların hayır dememize engel olduğu gerçeğiyle yüzleştirmesi oldu. Maalesef bizim toplumumuzda 'hayır' kelimesi çok kullanılamıyor, bu bazen iyi bazen kötü şeylere sebep olabiliyor. 'Hayır' demenin kendi sınırlarımız için ne kadar önemli olduğu çokça vurgulanmış kitapta. Ben gerektiğinde evet demeyi de önemsiyorum, çünkü giderek bireyselleşen bir toplumda 'hayır'ı çok kullanmak bizi daha da yalnızlaştırır gibi geliyor. Kitapla ilgili olumsuz düşüncem ise başlarda keyifli olup sonlara doğru sürekli tekrarlaması oldu. Kitabın özü, hayır demenin ne kadar önemli olduğu. Güzel bir kişisel gelişim kitabı, hiç hayır diyemeyen insanlar için çok faydalı olacağını düşünüyorum. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.:))
#alıntılar
"Unutmayın, en ağır yük 'hayır'diyemeyen insanın yüküdür."
"Hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük alanınıza sahip çıkarsınız."
"İnsan hayatta kendine verdiği değer kadar mutludur. Değersizlik hissi başlı başına üstesinden gelinmesi gereken psikolojik bir sorundur."
Mehmet Güreli müzisyen tarafı ile tanıdığım bir isimdi. Bu öykü kitabından haberdar olduğumda hemen okumak istedim. Kişisel düşüncem; Güreli, bu kitap ile kendi hayatında değer/etki oluşturan yazarlar, filozoflar, şairler, yönetmenler, yaşamları ile bilim insanlarının bazılarını öyküler içerisine yerleştirerek, okuyucuyu da bu kişileri keşfetmeye davet etmiş. Bu benim düşüncem belirttiğim gibi, bir gün kendisi ile karşılaşırsam soracağım mutlaka :) Kitabın son 15 sayfasından benim ilk defa haberdar olduklarım ise;
imdb.com/title/tt7350986...kitapyurdu.com/yazar/theodor-w...kitapyurdu.com/kitap/kvaidan-a...kitapyurdu.com/kitap/toplumun-...kitapyurdu.com/yazar/raymond-c...kitap.ykykultur.com.tr/kitaplar/ruzgar...
Karakterleri tanımamak yer yer anlamsızlığa düşürse de, umarım Mehmet Güreli'nin dünyasını daha çok okuyucu keşfeder.