Temposu hiç düşmeyen bi'film gibi (hatta müzikleri bile var). Daha ilk bölümde yaşadığınız şaşkınlık kitap boyunca yüzünüze yapışıp kalıyor. Hayatın her noktasında yaşanan şiddeti tüm açıklığıyla ortaya koyuyor yazar, kısa, keskin cümlelerle. Öyle uzun betimlemelere gerek kalmadan gösteriyor, hissettiyor. Hayatın -ya da insanların- yaraladığı iki insanın hikayesi edebiyatla edebiyatta birleşiyor. Belki bu kadar da tesadüf olmaz canım, diyeceğiniz bir kesişme. Ama buna takılmıyorsunuz olayların çarpıcılığı karşısında. Sadece "Derda ve Derda" başlıklı son kısmını yazmasa da olurmuş bence. Karşılaşmalarından sonrası gereksiz kalıyor zira.
Bizleri sarsmaya, silkelemeye, sorgulamaya götürecek nice kitapları olur umarım. Huzursuz okumalar...