Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dinin ve inanılacak şeylerin asıl belirleyicisi Allah olduğu ve bunları da kutsal kitabında bahsettiği halde sanki hiç anlatılmayan şeylermişcesine bir mantıkla, bu işi bildiği kabul edilen şahısların, liderlerin sözleri daha öne çıkarılır hale getirilmiştir. Dinin, asıl belirleyicisi olan Rabbimiz'in gönderdiği kitap öğrenilmeyipte bu kitap bir kenara atılırken, O'nun yarattıklarının kitapları, Allah'ın kitabının önüne geçirilme yarışına girilmiştir. İman esaslarını bile ilk kaynaktan öğrenme zahmetine katlanamayan insanımız, sonunda neye ve nasıl iman etmesi gerektiğini bile şaşırır hale düşmüştür.
Bir ara şairin bir şey söylemek üzere olduğunu sezdi. Kitaptan başını kaldırıp baktı yüzüne. Şair duraklayarak: “Şu bizim kitaplar, sakladığımız kitaplar...” dedi. “Ne olmuş onlara?” “Sağlam bir yer değil orası. Çocukluk ettik. Orada bulamazlar mı kitapları. İlk bakacakları yer orası.” “Nereye kaldıralım öyleyse?” Birden tıslar gibi,
Reklam
Okuyor! – Kitap okuyor! Biraz sonra kapı açıldı. Komiserin karşısına çıkardılar. Komiser, elindeki cıgarayı ağzına götürdü, derin bir soluk çekip dumanını savururken, dikkatle beni süzüyordu. – Sen, ne millettensin? diye sordu. – Türküm, dedim. – Nasıl Türk? Yani şu Rum, Ermeni, Yahudi Türklerinden mi, yoksa bizim halis Türklerden mi? – Bizim halis Türklerden... – Anlamadık ki necisin? Hırsız değilim diyorsun, yankesici değilim diyorsun, kaçakçı değilim diyorsun... – Yazarım.
1K Kitap alacağım bak!
“Para! Para! Bana niçin hiç para vermiyorsunuz? Hiç paranız yok mu? Yalancılar! İğrenç mülkiyetçiler! Çıkarcılar! Bakın şu yiyeceklere, paranız yoksa nasıl satın aldınız bütün bunları?”
Epub
Celal Bayar'ın kadirşinas eşi
Balıkesir Kongresi yapılmış, Celal bayar Akhisar cephesinde alay komutanlığına getirilmişti. 25 Aralık 1919’da yapılan seçimlerde ise Saruhan’dan milletvekili seçilmişti. İstanbul’un işgal edilmesiyle Bursa üzerinden Ankara’ya gitmek için harekete geçiyordu. Ancak Atatürk Anzavur kuvvetlerinin Bursa’ya hareket ettiğini haber almış, Bursa’da
Dünyada iç ve dış yok. – Nasıl ki Demokritos yukarı ve aşağı kavramlarını hiçbir anlam taşımadıkları sonsuz uzaya aktardıysa, filozoflar da genel olarak “iç” ve “dış” kavramını dünyanın özüne ve görünüşüne aktardılar, filozoflar derin duygularla içerisinin derinliklerine inildiğini, doğanın yüreğine yaklaşıldığını öne sürüyorlar. Oysa bu duygular ancak onlarla, bizim derin dediğimiz belirli karmaşık düşünce yapıları, hiç farkında olunmadan düzenli olarak uyarıldıkları ölçüde derindirler; bir duygu, biz ona eşlik eden düşünceleri derin saydığımız için derindir. Oysaki derin düşünce hakikatten yine de çok uzak olabilir, örneğin her metafizik düşünce gibi, derin duygulardan araya karıştırılan düşünce unsurları çıkartılırsa, güçlü duygu kalır geriye, bu da bilgi için kendisinden başka bir şeyin garantisini vermez, tıpkı güçlü inancın, inanılan şeyin gerçekliğini değil sadece kendi güçlülüğünü kanıtlaması gibi.
148 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.