Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Duygularımız, düşüncelerimiz tarafından şekillendirilir.
Duygularımız, düşüncelerimiz tarafından şekillendirilir. Nasıl bakarsak öyle görür, nasıl görürsek öyle hissederiz. Varsayılan ayar olarak "olumsuzluğu tespit etmeye" odaklı zihinler, doğal olarak her olumsuz durumda duygusal açıdan olumsuz uçlara savrulmaya çok daha yatkındır. Bu varsayılan ayar bütün hayvanlarda " ürkeklik" olarak meydana çıkarken, insanda daha derin, depresyon ve travmalara varan sıkıntıları ortaya çıkarabilir.
Bana, kütle, estetik ve fonksiyon bir de silüet hakkında basmakalıp bir iki formül versen, diyorum. Gülüyor. Hastayım diyorum. Öğleden sonra, söyleyecek sözüm kalmadı. İşi bitirmek istiyorum. Üzülme, diyor. Bitirmesen de olur. Bu kadar direnç gösterdiğime şaşıyorum. Kimse beklemiyor benden bunu. Ağlamak istiyorum. Yatağa uzanıp uyukluyorum. →Saat dörde doğru uyandım. Sabah yaşadığım öldürücü saatleri düşündüm. Bu duruma nasıl geldim? Neden bana yaşamasını öğretmediler? Neden bana, bizden bu kadar gerisini sen bulup çıkaracaksın dedikleri zaman isyan etmedim? →Hayata atılmak gibi bir çılgınlığı nasıl yaptım? İnsanların dünyasına atılmayı nasıl göze aldım? Ben insan değildim ki. Yaşamadığım bir hayatın içine nasıl atıldım? →Beni nasıl gürültüye getirip de bu soğuk bakışlı mimar gibi insanların karşısına çıkardılar? › Onlar da bilemezdi: görünüşümle insana benziyordum. Denemelerden geçmiştim. Onları aldatmayı başardım. Sonumu kendim hazırladım. Her an ne yapacağımı söyleyemezlerdi bana. Beni aldattılar; gene de suçluyum. İnsanların en verimli olduğu çağda tükendim. Her anı, ne yapmam gerektiğini düşünerek geçirdiğim için çabuk yoruldum. Bana müsaade. Bir insanla konuşmak, ona bütün derdimi anlatmak istedim birdenbire. Bir insanın sizin için endişelenip sararmasının güzel bir yanı vardır. Bir yandan da benim için üzülmesi, kendimi rahatça düşünmeme engel oluyor. Oturdum ve iyi olduğumu bildiren sıkıcı bir mektup yazdım. Oysa hamamböceğinden söz etmek istiyordum. Keyfim kaçtı
Sayfa 607Kitabı okudu
Reklam
Douta?
“Yaşayan gölge gibi bir şeydir ve bu noktada bir kişi daha işin içine karıştı. Benim eskiden beri samimi olduğum bir arkadaşım. Güvenilir bir adam. Kızımı ona emanet etmiştim. O kadar eski bir olay değil, ama senin de çok iyi bildiğin Tengo Kavana da işin içine karışmış oldu. Tengo ve kızım tesadüfen bir araya gelip ekip oldular.” Zaman orada aniden duruvermiş gibiydi. Aomame bir türlü doğru sözcükleri bulamıyordu. Vücudu kaskatı kesilmişti, zamanın yeniden harekete geçmesini bekledi. Adam sözlerini sürdürdü: “İkisi birbirini tamamlayıcı niteliğe sahipti. Tengo’da eksik olana Eriko, Eriko’da eksik olana Tengo sahipti. İkisi birbirlerini tamamlayarak güçlerini birleştirip bir işi başardılar. Sonra bunun sonuçlarının etkisi büyük oldu. Anti-Little People hareketini görünür kılma anlamında.” “Ekip mi oldular?” “İki sevgili olduklarını ya da cinsel ilişki yaşadıklarını söylemiyorum. Bu yüzden endişelenme. Eğer bunu düşünüyorsan elbette. Eriko hiç kimseyle aşk ilişkisi yaşayamaz. O öyle bir konumun çok ötesindedir.” “İkisinin ortaklaşa yaptıkları işin sonucu nasıl bir şey? Somut olarak söyleyecek olursan.” “Bunu açıklayabilmek için başka bir benzetme kullanmak gerekiyor. Şöyle ki, ikisi virüse karşı direnç gibi bir şey ortaya çıkardılar. Little People etkisini virüs olarak düşünürsek, onlar buna karşı direnç oluşturup bunu yaydılar. Elbette bu tek taraftan bakıldığında yapılabilecek bir benzetme. Little People tarafından bakıldığında, aksine ikisi virüs taşıyıcısı olurlar. Her şey birbirine bakan aynalar gibidir tıpkı.”
Psikolojik sınırları esnetmenin az bilinen (ama aslında olumsuz yönde bilinçsizce de olsa sıklıkla kullandığımız) bir yolu ise “yeniden çerçeveleme” (reframing) denen beceridir. Yeniden çerçeveleme; var olan algı düzeyinde bize iyi yahut kötü, faydalı yahut zararlı görünen olay ve olguların, zihinsel bağlamın değiştirilmesi yoluyla yeniden
Sayfa 117Kitabı okudu
- geleceğin dünyası günümüzün dünyasından daha büyüleyici veya ilginçtir. - fikirler-yazılı fikirler-özeldir. öykülerimizi ve düşüncelerimizi nesilden nesile aktarmamızın yoludur. - başka kişilerin yüzlerinin insana kendi yüz ifadesini,içini ürperten en gizli düşüncelerini yansıtması ne kadar nadirdir? - mutluluğunu maske gibi takıyordu. -
Rüknettin’in kalbi için kehanetler
ı rüknettin'in aynalarda ağladığı kadar var. bir mevsimin kıyısından tutarsan rüknettin kurak ovalara yağmurlar yağar ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi kalbin şiir olup vadilerini sular. senin de vadilerin vardır rüknettin! kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini kurtarıp o yangında ilk önce kalbini niyedir, aynalarda azalır
Sayfa 102 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Tolstoy aramaya [inanç] devam ediyor... önce ruhu kararan herkesin ayrılmaz yoldaşı Schopenhauer'i okuyor, sonra Sokrates'i ve Platon'u, Konfüçyus'u, Lao Tse'yi, mistikleri. Stoacıları, septikleri ve Nietzsche'yi. Fakat kısa bir süre sonra kitapları kapatıyor. Onlar da dünya görüşlerini kendisi gibi bir araçla
Sayfa 327 - 328, 329 İş Bankası Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
Birbirimizin hayatlarının içindeyiz. İstesek de isteme- sek de. Nasıl kaçabilirsiniz, evine kentsel dönüşüm nedeniyle yıkım emri gelmiş, karaciğer yetmezliği olan bir Erzincanlı emeklinin hikayesinden? Ya da bir gün önce işten çıkartılmış Alucralı işçinin, spora pek hevesli genç futbolcu oğlunun, bacağında çıkan kitlenin iyi huylu olup olmadığı meselesi? Hiç ilgilendirmez mi sizi? lki oğlundan birini uzun açlık grevlerinin birinde kaybetmiş, diğeri halen cezaevinde olan Tuncelili anneyi, muayene ettikten sonra sadece romatizma ilaçlarını yazıp gönderir misiniz evine? Başka bir şey sormaz mısınız? "Diğerkam" olmak nasıl bir şeydir o zaman?
Sayfa 70 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Minima Moralia ise bambaşka bir dünya ya da “doğru yaşam öğretisi”dir. Her bir okuma, o ünlü “yanlış yaşam, doğru yaşanamaz” şiarından başlayarak, yeni anlamlar ve alıntılar çıkarabilir. Örneğin, bu satırların yazarı, notlarına dönüp baktığında, kimisi “özlü deyiş” niteliği de gösterebilecek, onlarcasını kayda geçirdiğini fark etmiştir (bir daha okusa, bambaşka notlar alacağı da kesindir). Herhangi bir anlam oluşmamışsa da, alıntı birikimi açısından, amaç hasıl olmuştur. Sayfa 51: Psikanalizde sadece abartılar doğrudur. Sayfa 52: Bütün, yanlıştır. Sayfa 82: Tam bir mülk haline geldikten sonra sevilen kişinin artık yüzüne bakılmaz. Sayfa 113: Bazı nesneler, jestleri ve dolayısıyla davranış tarzlarını kendi yapılarında taşırlar. Terlik, elin hiç yardımı olmadan giyilmek üzere tasarlanmıştır. Eğilmeye karşı duyulan nefretin anıtıdır. Sayfa 114: Her sanat yapıtı, işlenmemiş bir suçtur. Sayfa 115: Hakikat için geçerli olan mutluluk için de geçerlidir; kişi ona sahip olmaz, onun içinde olur. Sayfa 156: Diyalektik düşünce, mantığın zorbalığından yine onun kendi araçlarını kullanarak kurtulma çabasıdır. Sayfa 168: Paranoyak da sadece doğru yaşamın bir karikatürüdür. Sayfa 175: Aşk, ruhu ancak yokluğunda sezmeye başlayabilir. Sayfa 181: Çiftleşmeden sonra bütün hayvanların üzerine bir hüzün çöker sloganı, burjuvazinin insanı hor görmesinin ürünüdür. Sayfa 230: Bugün sanatın görevi kaosa düzen getirmektir. Sayfa 254: Negatif felsefe her şeyi çözerken çözücüyü de çözer.
Reklam
feminizme feminazi diyenler:D
Muhafazakâr kitle medyası, sürekli, feminist kadınları erkek düş­manı olarak temsil etti. Hareket içinde erkek karşıtı bir hizip veya hissiyat olduğunda, feminizmin itibarını sarsmak için bunu öne çıkardılar. Feministlerin erkek düşmanı olarak gösterilmesinin altında, bütün feministlerin lezbiyen olduğu varsayımı vardı. Kitle medyası, erkekler arasındaki anti-feminist duyguları, homofobiye hitap ederek yoğunlaştırdı. Oysaki günümüz feminist hareketi henüz on yaşını doldurmadan, feminist düşünürler ataerkinin erkeklere nasıl zarar verdiği hakkında da konuşmaya başlamışlardı. Feminist politika, erkek tahakkümüne yönelik öfkeli eleştirimizi değiştirme­den, ataerkinin, erkeklere cinsiyetçi bir erkek kimliğini dayatarak onları da bazı haklardan yoksun bıraktığının kabul edilmesini içe­recek şekilde genişledi.
FOTOGRAFI ÇEKİLEN ÇÖPÇÜ. Benim öykülerimden biri :-)
Ben çöpçülerle onur duyan bir belediyeciyim… Çünkü bir dönem ben de sürgün yemiş ben de yaklaşık 2 sene kadar çöpçülük yapmıştım.. O sabahçı çorbacıların, o ekip çalışmasının tadını bulamadım 25 yılık çalışma hayatımda.. En lezzetli çayı çöp ekipleri içerler sabahın 5 inde ilk dem.. En keyifli sohbetler çöp ekiplerinde olur. Bazen sokakta
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Üzücü bir deney :(
Kadınların kendini-koruma içgüdülerini nasıl kaybettiklerini görmemizisağlayanönemlibirçalışmavardır.1960'larınbaşlarındabilim adamları,16 insanlardaki "kaçma içgüdüsü" ile ilgili bilgi edinmek için hayvan deneyleri yürütüyorlardı. Bir deneyde büyük bir kafesin tabanı­ nın yansına elektrik kabloları döşediler, böylece kafese konan
147 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.