kitabımız filistinli özgür bir kadın olan meyzun' un bakış açısından; işgale, kimliğe, aşka ve cinselliğe dair ve de tüm bunların ortadoğunun göbeğinde, işgal altında bir şehirde nasıl yaşandığına dair oldukça ilginç bi hikaye sunuyor bize. ana karakterimiz meyzun, babasının gölgesinden kendini sıyırmış ama buna rağmen köklerinin trajedilerinden kurtulamamış hristiyan bir takı tasarımcısı. ana karakter desem de en az onun kadar önemli iki karakterimiz daha var: erkek arkadaşı ziyad, apolitik bir müslüman. ve işgalden sonra oluşturulmuş kamplardaki çocukları gönüllü olarak sağlık kontrolüne götüren meyzun'un o sıralarda tanıştığı, hayatı bir mülteci kampında geçen queer karakterimiz, şahd.
kitabı okurken yüzüme çarpan en önemli gerçek filistinle ilgili ne kadar az şey bildiğim oldu. bunca zamandır yanı başımızda duran, işgal altında yıllardır pasif bir direniş (bknz. sumud ideolojisi ve yaser arafat) sergileyen insanların gerçekliğine ne kadar uzak olduğumu farketmek beni utandırdı. o yüzden filistin'e dair tüm okuma önerilerinize açığım.
ayrıca kitabı değerli kılan tabi ki bütün bu yaşananları queer bir kadın karakterin gözünden görmek. feminist bir bakış açısından okumak.
her yönüyle okumaya değer bi kitap. çokça önerimdir. lütfen okuyunuz ve okutunuz.
ve okurken arkada mutlaka bir fairuz açınız.