Son dönemde"Yanlış Batılışma" veya "Batılılaşamama" okumlarına başladım. Tavsiye edilen ilk kitaplardan biri de bu kitaptı. Tam bu muhabbetleri konuşurken dayımın "doğru batılışma mı olur?" sorusu vardı. Neyse çok su götürür...
Araba Sevdası 1895 yılında yazılmış. Recaizade Mahmud Ekrem Tanzimat dönemini anlatıyor. Kitabı Üsküdar'daki Kadim Sahhaf'tan 5 tl'ye aldım. Bu baskı yerine daha kaliteli bir yayınevinin baskısı alınabilir. Hatta alınmalı da..
Araba Sevdası'nın baş karakteri olan abimiz o dönemin popülaritesinin neler olduğunu aktarıyor. Araba Sevdası, fransızca öğrenmek, fransızca konuşmak, süslü püslü giyinmek, Türkçeyi, Türk şiirini kerih görmek gibi meseleleri örnekleriyle zikrediyor. Modern dönemin de mevzusu bu değil mi zaten; içe değil dışa, öze değil kabuğa methiyeler dizmek, iç için değil dış için çalışmak...
Bu kadar modernleşmeye rağmen ana karakterde ramazan, namaz gibi meselelere de dokunuşlar var. Karakterlerin üzerine de teker teker konuşulabilir aslında. Ancak bu şimdilik bu yazının mahiyetini ve benim müstevamı aşar. Haddimizi bilmek lazım...
Çokta iyi anlatamadığımın farkındayım ancak kitabı okuduktan sonra BERNA MORAN'ın "Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış" adlı kitabının Araba Sevdası maddesini okuyabilirsiniz. Duyduğuma göre Berna Moran bu işin ehliymiş. Romanları karşılaştırmalı olarak inceleyip, karakterlerin de tahlillerini çok hoş bir şekilde yapıyor...