‘Elimden gelse hiç konuşmazdım’ der Konfüçyüs. ‘İyi ama o zaman nasıl anlatacağız insanlara?’ diye endişe eder öğrencileri. ‘Göğün kendisi konuşuyor mu?’ diye devam eder üstad. ‘Ama dört mevsim pekâlâ birbirini izliyor ve bütün varolanlar çoğalıyor.’
Göğün ve aşkın konuşmaya ihtiyacı yok.
Halden bilene ihtiyacı var. Hali okuyabilene. Halden anlayabilene.
Oysa günümüz aşkları nasıl da bağırgan: ‘Beni sev! Beni sev!’ Gerçek aşk sevilme ihtiyacının üstündedir, talep etmemeyi de bilmektir. Aşkın hakikati, âşığın susuşundadır, çektiği çilede, düştüğü çöldedir.
Sessizliğe tahammül edemediğimiz bir zamanda yaşıyoruz artık. Her şey hızlı, her şey gürültülü...
Kelimelerin sessizlikte demlendiğini ve kök saldığını; herkesin konuştuğu ve kimsenin birbirini dinlemediği bir vasatta kelimelerin havada gezindiğini ve kaybolup gittiğini yazıyor. Bu kitap aynı zamanda bir esenlik arayışı. Ruhun yorulduğu bir çağda, daha derin olanın izini süren, derinlikte şifa arayan bir bakış.🥀
“Ortalığı ayağımızla ezip geçeceğimiz bollukta beyaz somun ekmek kapladığında ve süt içinde boğulduğumuzda hiç de mutlu olamayacağız. Oysa son lokmamızı paylaşabilsek hemen mutlu olabiliriz.” diyor yazar Alexander Soljenitsin
Victor Hugo , 100000000/10 ( en en en en sevdiğim kitabım)
ps: Sefiller,Sefiller... O ne muazzam bir kitaptır. Victor Hugo, ne büyük bir yazardır. Volkan Yalçıntoklu ne muhteşem bir çeviri yapmıştır. Ve bizler ne kadar şanslıyız ki Victor Hugo'nun 17 yılda yazdığı bu muhteşem yapıta kolayca ulaşabiliyoruz. Lütfen, Lütfen, Lütfen Sefiller'in Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Volkan Yalçıntoklu çevirisiyle okuyun. Sadeleştirilmiş metinlerden bu lezzeti almak imkansız. 2. cilde geçtim. O da en az 1.cilt kadar etkileyici gidiyor. Şunu da belirtmeliyim ki, Sefilleri okurken o kadar etkilendim ki bir gece titremeyle uyandım. Ve aklımda Sefiller kitabı vardı. Okuduklarım beni hasta etti. Daha önce de okuduklarımın etkisiyle ağzımda yaralar çıktığı olmuştu ama ilk defa bu derece sıtma tutar gibi hastalandım. Sayfa 599'da Victor Hugo bu kitap hakkında şöyle yazmış: '' Bu kitap, başkahramanı sonsuzluk olan bir dramdır. İnsan yan karakterdir.''
Lütfen, lütfen, lütfen bu kitabı okuyun okutturun. Emin olun okumadan önceki sizle okurkenki ve okuduktan sonraki siz aynı olmayacaksınız.
Ahmet Murat , 9/10
ps: Tayindi, taşınmaydı, yeni iş yerine alışmaydı derken benim için epey karışık bir iki ay geçirdim. Kitap okuma açısından verimli bir dönem geçirdiğimi söyleyemem. Bunu sebebi yoğunluk ya da kargaşa değildi. Aslında kitap okumak için çok olmasa da zaman da buldum . Ama kendimi veremedim. Okuduğumu anlayamadım. uzun zamandır ilk defa başıma geldi bu. Kitap okuduğum için bana aaaa nasıl bu kadar okuyabiliyorsun diye hayret eden insanlar olurdu hep etrafımda. Ben de hep onların bu hayretine hayretle bakardım. Çünkü benim için kitap okumak kolay ve huzur dolu bir eylemdi. Bu sefer benim için de öyle olmadı. Hakikaten çok ciddi mücadele verdim eski okuma moduma dönebilmek için. İnşallah o zorlu süreci arkamda bırakabilmiş ve ''okuma modu''ma geri dönebilmişimdir.
Eylül ayında bakalım hangi kitaplarla yolumuz kesişecek?