Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
-Spoiler içerebilir:))
Bilinmeyen, hissedilmeyen, farkında dahi olunmayan bir aşk öyküsü. Ama nasıl bir Aşk!
13 yaşında bir çocuk ve karşı daireye taşınan ünlü roman yazarı.
Bir mektuba sığan saf, platonik, belki de doğru kelime “saplantılı” bir aşk...
“Sana, beni hiç tanımamış olan sana” diye başlayan, “Seni seviyorum, seni seviyorum... Elveda...” diye biten bir mektup.
Bir önceki Zweig kitabı incelememde, Zweig hayranı olma yolunda ilerliyorum demiştim. Evet:)) artık Zweig kitaplarını seviyorum ve okumaktan keyif alıyorum.
Uzun zamandır çantamda taşıdığım bir kitaptı. Okuduğum kitabımdan sıkılırsam açar bakarım diye. Dün okulda nöbetçiydim, çantama elimi attım bu kitap denk geldi. Başladım koridorda okumaya. ( Bu arada Müdürüm beni kameradan görmüş olabilir, Nöbetçi öğretmen nöbet yerinde kitap okuyarak volta atıyor ) Neyse:)))
Ahh... R. Sen gününü gün ettin, sana feda edilmiş, hatta hayatın sana tanıma şansı verdiği bu kadını nasıl hatırlamazsın!!
Hadi birincide çocuktu unuttun tamam, ikincide de unuttun daa, üçüncü karşılaşmada nasıl hatırlamazsın? Aptal mısın sen!!!!
Ayy bir an kendimi dizi izlerken başrol oyuncusuna kızan yaşlı kadınlar gibi hissettim, tövbe yaa:))) Ama çok kızdım sana R.
Neyse... Kitabı yeni bitirdiğim için hala etkisinden kurtulamadım, en iyisi incelemeyi bitireyim.
Okumayı düşünenler! Okuyun, çok güzel...