Bin hüzünlü haz
Hasan Ali Toptaş
Kitap sözcüklarin dansı niteliğinde
Sözcükler sizi alıp dolaştırırken yavaş yavaş rüya gibi akıp giden hikayede siz de kendi rüyanızı görmeye başlıyorsunuz.
Yazarın deyimiyle 'hikayesini ve kahramanını arayan' bin hüzünlü haz, dilin sınırlarında dolaşırken kanıksanmış gerçeklik anlayışını zorlar ve anlatısında olağanustü hicbir yanı yokmuşcasına akarken yer yer kafka'ya yaklaşır. karanlıktır. güzeldir. Yer yer tüm soyutluğuyla upuzun cümlelerle örülmüş olsada kendini okutan tarzı ile 1999 cevdet kudret edebiyat ödülünü almıştır.bazı kısımlar ise bambaşka yerlerden toplayacağınız parçalarla hatta içsel bir seyahatte ki düşsel bir serüvendir aynı zamanda dışarda bir yerlerde aradıklarınızı anlatır. aramaya inan bir kitap yazmış .
Ne anlattığından ziyade nasıl anlattığı için okunmalı diye düşünüyorum. Alaaddini arayıp da ha buldu ha bulacak derken binbir çeşit hayaller alemine daldırıp çıkartan kafkavari bir roman olmuş o yüzden konuya çok odaklanmaya gerek yok. Sözcüklere bırakın kendinizi.
"...belki de elime el, yüzüme yüz, ruhuma ruh gibi yapışan bu umutsuzluk yüzünden..."
imgelemin bu kadar hacimli olduğu yapıtlara rastlamak oldukça zor, çok üst düzey bir teknik kullanmış. Dilimizin zenginliğini gün yüzüne çıkartmış.Ayrıca bir romanda/anlatıda gördüğüm en uzun cümleyi de içerisinde barındırmaktadır.(yaklaşık iki sayfa uzunluğunda bir cümle) tadı doyulmaz bir haz bırakıyor okurda.
Hüzne,melankoliye,arayışa selam ile..
Keyifli okumalar
Gürbüz Deniz
