Cemal Süreya’ya Mektuplar

Ahmed Arif
Cemo Baboş, Cemo Kurban ... biz dağlılar, gök gürültüsü "Gurgur Baba" ve çığla aynı soydanız. ... … Malum ben öyle derin aydın değilim. İlkelim! Ama asla onursuzluğa yönelmiyecek, halkını ve hele misyonunu asla unutmayacak bir ilkel! ... … Kapak için kullanacağın fotoğrafımı öyle suratımın yarısını kapkara boyamadan, aydınlık ve alnımın olanca aklığını belirtecek şekilde klişeye vermeni rica ederim. Ayrıca yüzümdeki Diyarbekir Çıbanı da olduğu gibi çıkmalıdır… …Şehveti iki yaşında tattım. O zamandan beri şehvetin hep doruğuna çıkarım. ...Beş altı yaşında iken bazı türküler daha doğrusu türkülerde bazı mısralar beni sarhoş edecek kadar sardı. “Bacısı güzele kardaş olaydım” “Çayın öte yüzünde - ceylan oynar düzünde” “Ben seni gizli sevdim. Bilmedim alem duyar!” Şirin canıma gelsin, /size gelen kadalar.
115 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1992
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

115 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Öncelikle bu kitaba bir puan vermek bana mantıklı gelmedi çünkü yazılan satırlar bizler okuyalım, beğenelim diye yazılmamıştır. Cemal Süreya'ya Mektuplar kitabı 1992 yılında ilk basımını yapmış ve bundan tam 26 yıl sonra ikinci basımını yapmıştır. Mektupların içerikleri -bu cümleyi kurmak o kadar
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Ahmed Arif ve Cemal Süreya bu ülkenin yetiştirdiği iki büyük şairi. O zamanların edebiyat dünyasında iki iyi dost olmayı, yoldaşlık etmeyi becerebilmiş iki arkadaş. Kitap isminden de anlaşılacağı üzere Ahmed Arif'in Cemal Süreya'ya yazdığı mektuplardan, Fikret Otyam'ın Ahmed Arif anlattığı bir önsözden ve Cemal Süreya'nın Ahmed Arif için dönemin
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
9/10 puan verdi
DİKKAT!!! SPOILER DE VAR TENKİD DE Kitabın 1992'de ilk yayınlanışından sonra ikinci baskısını Mart 2018'de yaptığı Alaca Yayınları'ndan okudum. Kitabın başında Fikret Otyam'ın Önsöz'ü var. Sonrasında Cemal Süreya'nın Papirüs ve Milliyet Sanat dergilerinde yazdığı Ahmed Arif'i anlatan iki yazısı konulmuş. Sayfa 23'ten itibaren de Ahmed Arif'in
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
Ahmed Arif hayatı boyunca emekten yana tavır almış, bu yönde mücadele etmiş ve bunun bedelini yeri geldiğinde hapis yatarak ödemiştir. Dolayısıyla Ahmed Arif'in bu yönü çok daha fazla ön plana çıkarılır. Fakat ben yazarların, şairlerin özel hayatlarında neler yaşadıklarını, dönemindeki diğer yazarlarla, şairlerle ve ülkeyle nasıl nasıl ilişki geliştirdikleriyle ayrıca ilgileniyorum. Bu konuda mektuplar çok güzel bir araç... Bu kitap da Ahmed Arif ile Cemal Süreya ilişkisini yakından anlamak ve her iki şairi de biraz daha yakından tanımak isteyenler için okuması bir kitap... Ve haziranda ölüp ama hep yaşayanlarda bugün: Sevgili Ahmed Arif'i, Cemal Süreya ile arasında geçen ve insanda tebüssüme neden olan bir hikaye ile bu kitaptan yararlanarak anmak istedim. İyi seyirler... #ahmedarif #cemalsüreya Link: youtu.be/Fo38RRNBDtw
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Ahmed Arif’in Cemal Süreya’ya 1966-1970 yılları arasında yazmış olduğu mektupların toplandığı bir eser olmuş,mektupların orijinalleri de eserin içerisinde yer alıyor,özel mektuplar olduğu için tabii ki samimi bir üslupla yazıldığını görüyoruz. Kitapta Ahmed Arif’in Cemal Süreya’ya olan kırgınlıklarını, sitemlerini ve en çokta samimiyetini görüyoruz, Ahmed Arif’in, “Cemo Baboş, Cemo Kurban” diye seslenerek başladığı mektupları okumak oldukça güzeldi.Ona koşulsuz olan güvenini görüyoruz,dost seçmekte ve rest çekmekte olan üstünlüğünü görüyoruz.
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ahmed Arif 'in Cemal Süreya'ya 1966 - 1970 yılları arasında yazdığı mektuplar okuyucuya tam 26 yıl sonra sunulmuş. Mektupların orjinallerine de kitabın içinde yer verilmiş. Samimi bir üslupla dosta yazılan bu mektuplar, iki usta şairin aralarındaki ilişkiyi gözler önüne serer. Ahmed Arif'in Cemal Süreya'ya olan kırgınlıklarını, sevinçlerini ve sitemlerini yansıttığı bu mektuplar "Cemo Kurban , Cemo Baboş, Cemom " gibi samimi hitap şekilleriyle başlar. Kitabın ön sözü Ahmed Arif'in "Hasretinden Prangalar Eskittim " kitabının önsüzü olmasını istediği fakat bazı nedenler yüzünden kitabında yer veremediği Fikret Otyam'ın Ahmet Arif'in kişiliğini anlatan yazısıdır. Bu kitapta mektupların cevaplarınında yer almasını çok isterdim. O zaman kitaptaki tüm boşluklar dolardı. Keyifli okumalar.
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
Ahmed Arif samimiyeti ve doğallığı ; Cemal Süreya'ya : Böyle sıkıntıların olursa ileride de ilk başvuracağın kimse ben olayım. Farklı, içten bir dostlukları var. Gözlerinden öperim diyor Arif, soyunun sopunun kadasını alsın şu ağabeyin diyor.. Hitabın doğallığı Ahmed Arif bu dedirtiyor. Arif, dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları "âsî" dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. "Daha deniz görmemiş" çocuklara adanmıştır diyor Cemo. Diğerlerinden aykırı olduğunu, farklı olduğunu çok güzel betimliyor; halktan yana halktan olduğu için farklı, aykırı.. Birkaç yeni şey öğrendim hakkında, doğallığını, halktan yana değil halk olduğunu daha iyi anladım. Haktan yana asla taviz vermeyeceğini, öyle güzel cümlelerle anlatmış ki okuyunca o satırlara rast gelince gülümsersiniz oralar biraz argo:)) Memleket kokuyorsun, memleketimden ses olan adam..
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Herkese merhaba.? Ahmed arif'in Cemal süreya'ya 1966-1970 yılları arası gönderdiği özel mektuplardan olușan " Cemal süreya'ya mektuplar" ı okudum. Kitapta ahmed erif'in Cemal süreya'ya olan kırgınlıklarını, sitemlerini ve elbette tüm bunların ötesinde olan dostluklarının ne kadar samimi olduğunu içeren mektuplar yer alıyor. Ahmed arif'in "Cemo Baboș, Cemo Kurban" diye seslenerek bașladığı mektupları okumak oldukca keyifliydi. Tüm okurlara 115 sayfadan olușan bu samimi kitabı elbette tavsiye ediyorum. Kitaptan alıntılar: "Bunca acı, bunca zulüm, bunca yoksunluktan sonra, öncelik ve titizlikle gözeteceğim tek șey, ölürken de namuslu ve temiz kalmaktır. Bunu da bana çok görme Cemal'im..." "Malum ben öyle derin aydın değilim. İlkelim! Ama asla onursuzluğa yönelmeyecek, halkını ve hele misyonunu asla unutmayacak bir ilkel!..."
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Iki dost arasındaki mektuplaşmanın sadece Ahmed Arif'e ait olanlarını okuyoruz yine ...Yine diyorum cunku aklıma Leylim Leylim geliyor, keske Leyla Erbil'in cevaplarını da okuma şansımız olsaydı ...Bu kitabı okurkende hissediyorum aynı şeyi ... Ahmed Arif'in mektup dilini çok seviyorum ben ... "Bir benim sevgiyle , dostlukla sırılsıklam yüreğime bak, bir de bu heriflerin ,bizim aramızdaki dostluk ve sevgiyi yorumlayış ahmaklığına,daha doğrusu iğrenç kıskançlığına bak!"
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
Bir çırpıda okunabilecek kadar kısa, aylarca okunabilecek kadar dolu dolu bir kitap. Duygusal, anlamlı ve alıp götüren bir ifadesi var zaten. Yani çok da fazla söze gerek yok. Ahmed Arif yani.
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019884 okunma

Yazar Hakkında

Ahmed Arif
Ahmed ArifYazar · 5 kitap
21 Nisan 1927'te Diyarbakır'ın Hançepek semtindeki Yağcı Sokak 7 no'lu evde dünyaya geldi. Babası Rumeli'den Kerkük'e görevli gelmiş bir Türk aileye mensup gelen ve o yıllarda Osmanlı Devleti hizmetinde memur olarak çalışan Arif Hikmet, annesi Sare Hanım ise devrin ulemasından Şeyh Abdülkadir Cibrali'nin kızı olan Erbilli bir Kürt'tür. Sekiz kardeşin en küçüğü idi. Asıl adı Ahmet Hamdi Önal'dır. "Ahmed Hamdi" dedesinin adı; yazın hayatında kullandığı "Ahmed Arif" ismindeki "Arif" ise babasının ön adıdır. Babası Arif Bey sivil hayatta en son Siverek'te nahiye müdürlüğü görevinde bulundu. Çocukluk yılları Siverek ile babasının vekaleten kaymakamlık görevinde bulunduğu Harran'da geçti. Siverek'te o sıralarda şehirde ağırlıklı olarak konuşulan dil olduğu için Zazaca'yı, Karakeçi'de çoğunlukla Kürt aşiretleri olduğu için Kürtçe'yi, Harran'da Arapça'yı öğrendi. Annesini 1929 yılında kaybetti. Onu, üvey annesi Arif Hanım büyüttü. İlkokulu Siverek'te, ortaokulu Urfa'daki ablasının yanında okudu. Lise öğrenimine parasız yatılı öğrenci olarak Afyon Lisesi'nde devam etti. Bu okulda edebiyat bilgisini artırmak için iyi bir ortam buldu. Afyon Lisesi’nde öğrenciyken yazdığı şiirlerin ilki, Afyon Halkevi dergisi Taşpınar’ın Kasım 1942 tarihli 94'üncü sayısında yayınlandı. 1943 yılında liseden mezun oldu. Liseyi bitirdikten sonra bir süre Uşak'ta ağabeyi Muhammed Necati'nin yanında kaldı. Babasının emekli olup Diyarbakır'a yerleşmesi üzerine Diyarbakır'a gitti. Ardından askere giden Ahmed Arif, Riva'da yedek subay olarak yaptığı askerlikten 11 Mart 1947'de terhis oldu. Yükseköğrenimi için Ankara'ya gitti. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi felsefe bölümüne kaydoldu, ancak mezun olmadı. Faruk Nafiz, Ahmed Muhip, Ahmed Hamdi, Cahit Külebi, Behçet Necatigil gibi o dönemin ünlü şairlerinin etkisinde şiirler yazdı. İnkılapçı Gençlik ve Meydan dergilerinde yazdığı şiirlerle adını duyurdu. Özgün şiirsel yapısını yansıtan şiirleri 1948’de yayımlatmaya başladı. Attilâ İlhan’ın düzenlediği ve Varlık dergisinin yayımladığı Şiirler-1948 adlı antolojide yer alan Rüstemo başlıklı şiiri ilk şiiri kabul edilir. 1948 yılında Dışişleri Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazandı; ancak yurtdışında gönderileceği sırada Palmiro olarak bilinen bir şiiri nedeniyle gözaltına alındı. İtalyan komünist önder Palmiro Togliatti'nin öldürülmesi üzerine yazdığı, henüz ham durumdaki bu şiirin müsveddeleri çalınıp çoğaltılması ve nüshaların bir arkadaşının evinde bulunması; kimi arkadaşlarının yargılanmasına, Ahmed Arif'in ise karakolda ifade verip serbest bırakılmasına neden olmuştu. Ahmed Arif, bu gözaltı nedeniyle işe alınmayınca Danıştay'a başvurdu ve Merkez Bankası'nda bir işe yerleştirildi. Bir yandan memuriyete, diğer yandan da eğitimine devam etti. Şair, 1950 yılında Hürriyet gazetesinde okuduğu bir röportaj ile 1943'te Van'da gerçekleşen ve tarihe Muğlalı Olayı olarak geçen olayı öğrenince, bu olayı konu edinen bir şiiri yazdı. Bir ağıt olarak tasarladığı, hiçbir zaman yayımlamayı düşünmediği 33 Kurşun başlıklı şiir, çok kısa zaman içerisinde elden ele dolaşarak çok bilinen bir şiir halline geldi. 1950’de Türk Ceza Kanunu'nun 141'inci maddesine aykırı davranmak savıyla, 1952’de gizli örgüt kurma savıyla iki kez tutuklandı. Tutukluluğu sırasında Ankara'dan İstanbul'a götürüldü ve Sanasaryan Han'da işkenceye maruz kaldı. 38 aylık tutuklu kaldıktan sonra yapılan yargılama sonunda iki yıl hapis ve sekiz ay Urfa’da gözetim altında tutulma cezası verildi. Bu cezayı yargılanmadan önce fazlasıyla çektiği için 7 Ekim 1954'te tahliye edildi. Sekiz ay kamu gözetimi altında tutulma cezasının Urfa yerine Diyarbakır olarak değiştirilmesini sağlayarak kız kardeşinin öğretmenlik yaptığı Diyarbakır'a gitti, bir tuğla ve kiremit fabrikasında katip olarak çalıştı. Kamu gözetimi cezasını tamamladıktan sonra Ankara'ya döndü. 1954-1959 arasında platonik aşkı Leyla Erbil'e mektuplar yazdı. Yükseköğrenimini tamamlama imkanı bulamayan Ahmed Arif, 1956’dan itibaren Medeniyet, Öncü ve son olarak da Halkçı gazetelerinde redaktör olarak çalıştı. 1967 yılında Ankara'da tanıştığı Aynur Hanım'la evlendi, 1972 yılında oğlu Filinta dünyaya geldi. Uzun süre TKP Ankara il komitesi için çalıştı. 1960'larda Fikret Otyam'ın röportajlarına Ahmet Arif’in şiirlerinden bölümler eklemesiyle ünü yayıldı. Şiirlerinin toplandığı tek kitabı Hasretinden Prangalar Eskittim 1968'de yayımlandı. Şairin tek kitabı olan bu eser, çok yoğun bir ilgiyle karşılandı; altmıştan fazla basımı yapılarak Türkiye'de en çok baskısı yapılan şiir kitapları arasına girdi. Ahmet Kaya, Cem Karaca gibi sanatçılarca birçok şiiri bestelendi. Hasretinden Prangalar Eskittim'den sonra hiç şiir yayımlamadı, hatta yazmadı. Ahmed Arif, 1977 yılında gazetecilikten emekli olduktan sonra yaşamını Ankara'da sürdürdü. Cemal Süreya, Canip Yıldırım, Cemalettin Ünlü, Muzaffer Erdost, Nedret Gürcan, Adnan Binyazar ve aile yakınları dışında kimse ile görüşmedi. Ölümünden kısa süre önce yakınlarına, ikinci bir kitap basımı için şiirlerinin hazır olduğunu, İstanbul'a giderek dikte ettireceğini ve yeni kitabının basılacağını söylediği bilinir. Fakat bu gerçekleşemedi. Yıllar boyu gazete ya da dergilere demeç vermeyen, açıklama bulunmayan Ahmet Arif, 1989'da şair ve gazeteci Refik Durbaş ile mülakat yaptı. Bu söyleşi, önce Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı, sonra kitap haline geldi. Daha önce ikinci şiir kitabının adı olacağını duyurduğu Kalbim Dinamit Kuyusu, bu söyleşi kitabının adı oldu. Şair, Ankara'daki evinde 2 Haziran 1991 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Ahmed Arif’in Cemal Süreya’ya yazdığı mektuplar, 1992 yılında kitap olarak yayımlandı. Şairin, Hasretinden Prangalar Eskittim'e almadığı şiirleri, 2003 yılında Yurdum Benim Şahdamarım başlıklı kitapta toplandı. Leyla Erbil'e yazdığı aşk mektupları, 2013 yılında Leylim Leylim başlığıyla kitaplaştırıldı. Edebi Eleştiri Ahmet Oktay'ın Karanfil ve Pranga (Istanbul: Metis Yayınları, 1990) adlı çalışması Ahmed Arif şiiri üzerine yapılmış en detaylı çalışma olarak kabul edilir. Ayrıca, Muzaffer İlhan Erdost'un 'Üç Şair' adlı kitabında da, Ahmed Arif şiirinin yorum ve çözümlemeleri bulunmaktadır. Adiloş Bebe adlı şiiri Cem Karaca , Moğollar ve Grup Kızılırmak tarafından şarkı yapılmıştır. Şiir kitapları Hasretinden Prangalar Eskittim. (Everest yayınları, ISBN 975-297-021-4, 57. basım, 2006); Yurdum Benim Şahdamarım (Everest yayınları, İstanbul, Kasım 2005, 5. Basım, ISBN 9789752891036) Hasretinden Prangalar Eskittim (1968-2008 40. Yıl Özel Basımı), İlk Basım: Mart 2008, Metis Edebiyat Şiirlerinden bazıları Akşam Erken İner Mahpushaneye Anadolu Ay Karanlık Sen Hep Şerefinle Yaşarsın Baba Bu Zindan Bu Kırgın Bu Can Pazarı Diyarbekir Kalesinden notlar ve Adiloş Bebenin Ninnisi Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden Hasretinden Prangalar Eskittim İçerde Kara Karanfil Sokağı Leylim Leylim Merhaba Otuz Üç Kurşun Sevdan Beni Suskun Unutamadığım Uy Havar! Vay Kurban Yalnız Değiliz Kara Bestelenen şiirleri Ay Karanlık: Ahmet Kaya - Maviye Çalar Gözleri Ay Karanlık: Cem Karaca - Ay Karanlık Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Cem Karaca - Adiloş Bebe Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Grup Yorum - Adiloş Bebe Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Kızılırmak - Adiloş Bebe Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Moğollar - Adiloş Bebe Hasretinden Prangalar Eskittim: Ahmet Kaya - Hasretinden Prangalar Eskittim Hasretinden Prangalar Eskittim: Suavi - Hasretinden Prangalar Eskittim İçerde: Rahmi Saltuk - Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin Kara: Grup Ekin - De Be Aslan Karam Otuzüç Kurşun: Cem Karaca - Otuzüç Kurşun Otuzüç Kurşun: Grup Baran - Otuzüç Kurşun Otuzüç Kurşun: Zülfü Livaneli - Kirvem Otuzüç Kurşun: Fikret Kızılok - Vurulmuşum Otuzüç Kurşun: Onur Akın - Otuzüç Kurşun Sevdan Beni: Cem Karaca - Sevdan Beni Sevdan Beni: Fikret Kızılok - Haberin Var Mı Suskun: Fikret Kızılok - İki Parça Can Suskun: Ahmet Kaya - Suskun Suskun: Edip Akbayram - Suskun Suskun: Alaaddin Us - Suskun Unutamadığım: Cem Karaca - Unutamadığım Unutamadığım: Grup Baran - Unutamadığım Uy Havar!: Ahmet Kaya - Oy Havar Vay Kurban: Cem Karaca - Vay Kurban Vay Kurban: Grup Baran - Seni Sevmek Felsefedir Vay Kurban: Grup Yorum - Gün Ola
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.