Halil Cibran'ın bir başka kitabı, Deli Adam . İstediğimi itiraf etsem de onu dışarıda bırakamam. Bunu dışarıda bırakmak istedim çünkü bahsettiği o deli bendim. Ama onu dışarıda bırakamam. Delinin en derindeki özü hakkında çok anlamlı, çok sahici konuşuyor. Ve bu deli sıradan bir deli değil, bir Buda, bir Rinzai, bir Kabir. Merak ediyorum… Halil Cibran'ın bunu nasıl başardığını hep merak etmişimdir. Kendisi deli değildi, kendisi aydınlanmış kişi değildi. Suriye'de doğdu ama ne yazık ki Amerika'da yaşadı.
Ama harikalar ve harikalar var, cevabı olmayan sorular. Nasıl başardı? Belki kendisi başaramadı... belki bir şey, birileri – Sufilerin Hızır dediği, Teosofistlerin KH, Kut-Humi dediği – onu ele geçirmiş olmalı. Sahiplenildi, ama her zaman değil. Yazmadığı zamanlarda çok sıradan bir adamdı, hatta sözde sıradan adamdan daha sıradandı: Kıskançlık, öfke, her türlü tutkuyla doluydu. Ama arada bir ele geçirildi, yukarıdan ele geçirildi ve sonra içinden bir şeyler akmaya başladı… resimler, şiirler, meseller….