“Neden edebiyat okuruz?Çünkü başka hiçbir şeyin başaramayacağı şekillerde hayatı zenginleştirir.Bizi daha insan kılar.Edebiyat okumayı ne kadar iyi öğrenirsek,bunu o kadar daha iyi yapar.”
.
Edebiyatın kısa tarihi,kırk başlıktan oluşan kırk saatlik bir ders niteliğinde.Bu dersler kilit noktaları sunmakla birlikte perdelerin ardını da gösteriyor,sizi meraklandırıyor,notlar aldırıyor,edebiyatın nasıl da geniş olduğuna dair ön bilgiler veriyor.Mitlerden,ilk öykü çalışmalarına,büyülü gerçekçilikten günümüz e-kitaplarına uzanan bir yolculuk.Ama uzun yolda dinlemeyi tercih ettiğiniz şarkılar tadında.Hem yolu takip ediyorsunuz hem de notaların zihninize yeni kapılar açmasına izin veriyorsunuz.
.
John Sutherland edebiyat yetkinliğini hissettiriyor her alt başlıkta.Daha çok İngilizce üretilmiş eserlerden bahsedilmesi ise anlaşılabilecek bir durum.
.
Diğer bir ayrıntı: pek çok yazar ve eser,alıntı,tarihsel notlar ve spesifik bilgiler taşıyan bir kitabın çevirisinin ne denli çetrefilli olabileceğini tahmin edersiniz.Tufan Çöbekçin ise yaptığı çeviri ile okuma keyfimi daha da üst noktaya taşıdı.
.
Velhasıl ,döne döne bakacağım bir rehber kitap oldu kendileri.Sindirerek,keyfini çıkara çıkara okudum.Kimi yerlerde sinsi sinsi güldüm,yazarın geleceğe dair düşüncelerine hak verdim,anlatım tarzı ve seçtiği örnekler karşısında ise (kabul ediyorum bir miktar kıskançlık ile) hayran kaldım.