Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eleştiriye Beş Kala

Bedrettin Cömert

Eleştiriye Beş Kala Gönderileri

Eleştiriye Beş Kala kitaplarını, Eleştiriye Beş Kala sözleri ve alıntılarını, Eleştiriye Beş Kala yazarlarını, Eleştiriye Beş Kala yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Saygı, sevgiyle..
Hasan Hüseyin Şiiri'ne Giriş* * *Bu yazı, derginin şu sunu yazısıyla yayımlanmıştır: ''Kardeş saydığımız bir dergide, dergimizin sürekli yazarları arasında bulunan Hasan Hüseyin üstüne bir polemik yazısı yayınlandı. Bunu bir sorun yapmadan, ama tarihin yargıcına inanarak, bu uzun incelemeyi derginin dar olanakları içinde Hasan
Reklam
''..insan, en mutlu anlarını, yaşamın gerçekliğine biraz olsun girip, içini bir öcü gibi kaplayan önyargıları, saplantıları, körlükleri, zorluktan kaçışları bir yana itip, 'Oh be.!' diyebildiği zamanlar yaşıyor. Artık yaşamın derisini yırtıp, taze kan akan damarlarına daldırıyorsunuz yüreğinizi ve beyninizi. Yaşamadan, onun gerçekliğinden, çelişkiler dolu zorluğundan, zor güzelliğinden korkmuyorsunuz, ona göğüs geriyorsunuz, ölümü yenmiş gibi oluyorsunuz.'' (Sayfa: 400) * #BedrettinCömert #EleştiriyeBeşKala *
Bedrettin Cömert
Bedrettin Cömert
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Eleştiriye Beş Kala
Eleştiriye Beş Kala
#1000K
NAZIM HİKMETİM GERÇEKÇİLİK ANLAYIŞI * Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e mektupları hakkında: * ''..bu mektuplarda Nâzım Hikmet'in, sanat hakkında düşündüklerini sürekli bir uyumluluk içerisinde ve sonunda bir bütün teşkil edecek biçimde serimlemesi, hatta formülleştirmesidir. Bütün tartışmalar somut olgulardan hareket
"Korkuyor insanlar görünce ağzımdan çiğnenmemiş bir çığlığın tepinerek sallandığını.."
Güzel günleri özlemekten bile korkar olduk. Umduğumuz her şeyin daha gerçekleşmeden olmadık pisliklerde yitip gitmesini sık sık gördükten bu yana, özlem ve umuda, görkemli bir kelebek gibi bakar olduk. Çok beklediğimiz bir şeyin gerçekleşmesi olduğundan görkemli, ama düşüncemizde bile üstüne fazla düşününce hemen ufalanıveren bir kelebek gibi görkemli bir kelebek oldu güzel günler. İlkesizlik, kaypaklık, iğrençlik, kötülük, çirkeflik panayırında yaşıyoruz sanki. Gazeteler, her sabah, kucak kucak çöp yığıyor gönlümüze. Güvenerek insan diyebileceğimiz o kadar az kişi kaldı ki. Herkes her şeyini çekinmeden satıyor. Herkes her şeyi piyasa ölçütlerine göre görüyor. Satışa çıkmadık bir onurumuz bile kalmadı. Ezilen halk olmanın bilinçli ezikliği ve karşı konmaz umarsızlığını her gün daha çok büyütüyoruz. Ellerime tükürüyor bir suratsız, bir satılmış, bir ahlaksız, bir halk düşmanı. Yemeğimi kirletiyor kursağını para diye kanla doldurmuş us düşmanı. Artık bekleyemiyoruz. Beklemek ne umut ne de özlem oluyor. Antenlere koca bir ulusun öğürtüsü çarpıyor durmadan, Neden bu yenilmişlik ve korku.? Ne zaman eşit olacak silahlar.? Hiçbir düşünce, hiçbir tat vermiyor ağzımıza. Kime inanacağımızı şaşırdık. Doğruyu söyleyenlerin doğruyu dile getirdiklerini bildiğimiz halde, usun ve onurun lekeli bir çarşaf gibi çiğnendiği bu dönemde, her gün bir kez midemiz kalkıyor.
Reklam
414 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
71 günde okudu
Canımın İçi Bedrettin Cömert ve Canım Kitabı:
Öncelikle, Bedrettin Cömert'in çeşitli dergilerde çıkan yazılarını bir bütünlük içinde bizler için derleyen, Hasan Hüseyin Korkmazgil'e minnetle.. * Şunu belirteyim.. Akademik bir kitap ve ağır konular var. Elbette zorlandığım, hatta anlayamadığım noktalar oldu. Sürekli araştırarak yoluma devam etmeye çalıştım. Kendi yaşamımda, kendimce
Eleştiriye Beş Kala
Eleştiriye Beş KalaBedrettin Cömert · De Ki Yayıncılık · 20075 okunma
YURDUMUZDA MARKSÇI YAZIN ELEŞTİRİSİNİN DURUMU
''Şunu unutmayalım: Büyük sanatçıların bir ayağı her zaman geçmişte, her zaman geleceğin koruduğu uygarlık birikimindedir. Başka türlü tarihsellik nasıl gerçekleşir.?'' * Yazı I, 1978
Sayfa 405Kitabı okudu
YURDUMUZDA MARKSÇI YAZIN ELEŞTİRİSİNİN DURUMU
''..diyalektik maddecilik; her olgu ve olayı tarihsel süreci içinde ele alma ilkesi, en ilkel bir kafanın da kolayca anlayacağı gibi, sanat yapıtının da yaratıldığı koşullarda, kısaca çağ ve toplumların kendi özellikleri için ele alınıp değerlendirilmesini gerekli kılar. Yoksa diyalektik nerde kalır.?''
Sayfa 401Kitabı okudu
YURDUMUZDA MARKSÇI YAZIN ELEŞTİRİSİNİN DURUMU
''..insan, en mutlu anlarını, yaşamın gerçekliğine biraz olsun girip, içini bir öcü gibi kaplayan önyargıları, saplantıları, körlükleri, zorluktan kaçışları bir yana itip, 'Oh be.!' diyebildiği zamanlar yaşıyor. Artık yaşamın derisini yırtıp, taze kan akan damarlarına daldırıyorsunuz yüreğinizi ve beyninizi. Yaşamadan, onun gerçekliğinden, çelişkiler dolu zorluğundan, zor güzelliğinden korkmuyorsunuz, ona göğüs geriyorsunuz, ölümü yenmiş gibi oluyorsunuz.''
Sayfa 400Kitabı okudu
Reklam
YURDUMUZDA MARKSÇI YAZIN ELEŞTİRİSİNİN DURUMU
''..bilmezler ki, gerek Nâzım Hikmet, gerekse Sovyet Devriminin büyük ozanı Mayakovski, adına 'sanat' dediğimiz şeyin gizini bulabilmek, yaptıklarını 'sanatça' yapabilmek, kalıcı kılabilmek için, yalnızca düşünce düzleminde savundukları dünya görüşüne sarılmakla yetinmemişler, yıllarını 'dil' ve 'üslup' denen o şahane koşuda tüketmişlerdir. Nâzım
Sayfa 399Kitabı okudu
YURDUMUZDA MARKSÇI YAZIN ELEŞTİRİSİNİN DURUMU
''Emek adına, emekçiye soyut buyruklar yağdırılıyor. Kuram adına, kuramın içinde taşıması gereken özeleştiri ve iç devingenlik yadsınıyor. Sanat adına sanata sevgisizlik baş tacı ediliyor. Yazın adına, yazın olmayan kolaylıklara, belki de kolay olduğu için, bel bağlanıyor. Sonuçta, bir şeyin, daha 'kendisi' olmadan, başka bir şeye katkıda bulunması, yardım etmesi isteniyor.''
Sayfa 397Kitabı okudu
İKİNCİ YENİ AKIMIN ŞİİRİMİZDEKİ İŞLEVİ
Yapısı Olmayan Bir Şiirsel Yapı * İkinci yeni ürünlerin büyük çoğunluğu, çok ilginç bir yapısal özellik gösterir. Bu ürünlerde yapacağınız bazı değişiklikler, çıkaracağınız veya ekleyeceğiniz uygun dizeler, şiirin yapısında önemli bir eksiklik yaratmaz. Daha doğrusu bu şiirler, sanki özellikle yapışıklığın bir örneği olarak yaratılmak istenmişler izlenimini verir. Bu durum, şiir kuramı açısından bağışlanamaz bir kusur sayılmak zorundaysa da, Garip şiirinin çizgisel mimariye oturan rahat yapısallığını bozduğu ve bu bozmanın kaçınılmaz gerekliliğini gösterdiği için, şiirimizin gelişimi açısından çok olumlu olmuştur. İkinci yeniciler, şiirin Garipçilerde olduğu gibi kolay bir ritim, kıvrak bir söyleyiş, öykülenebilen bir deyiş tekniğinin çok uzaklarında bulunduğunu, başarısız sonuçlarla da olsa vurgulamışlardır. * Oluşum, Haziran 1978, Sayı: 8 (50)
Sayfa 388Kitabı okudu
YAZINCILARIMIZ VE ÖTEKİ SANATÇILAR
''Gerçek şiir bile hiç bir zaman konu olarak özetlenememiştir. Bunu yazın alanında çok iyi bilen yazıncı, resim ya da heykelle karşılaştığında, yapıtın mantıksal özetini istiyor. Ancak bu koşulla o yeni dünyanın kapısını aralayabileceğine inanıyor. Oysa o yeni dünya açılmak için uygun anahtarlar gerektirir. Bu uygun anahtarların yerine yazın maymuncuğuyla her kapıya saldırmaya kalkınca ortaya yargı, eleştiri diye bir sürü bayağılıklar çıkıyor. Oysa yazın adamı, başka herhangi birinin sahip olmadığı duyarlık denen bir doğa vergisi taşır. Başkalarına oranla daha ileri bir düzeyde bulunur, yeni yaratı dünyalarına girebilmek için. Yeter ki kendi dar boyutlarını kırıp, rahatça oturup kaldığı görüş açısından şöyle bir yekinsin ve başka açıları da denesin.'' * Sesimiz, Haziran 1978, Sayı 107
Sayfa 381Kitabı okudu
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.