Aslında hepimizin gençlik sanrılarını, çekingenliklerini, utangaçlıklarını, kendisi için "mahrem" onlarca düşünceyi, duyguyu, fiili, bir çırpıda anlatan, her Tolstoy eserinde olduğu gibi "beni gözlemlemiş olabilir mi?" dedirten, bir solukta okunan kitap. Sözlük'e entry girer gibi bir giriş yapmış olsam da, Nikolenka'nın o Rus soylusu, Rus köylüsü ve Rus kasabalısını anlattığı bu güzel kitabı, başka türlü değerlendiremezdim. Kendi kendine konuşma, kendi kendini tekzip etme, eleştirme ve kendisiyle çelişme, o yaşlarımın, yaşlarımızın olmazsa olmaz "sakarlığıydı" zaten. Sadece Nikolenka'nın kendisini üstte gördüğü kısımlarından hoşlanmadığım bu kitap, bu gözlemi ve eleştiriyi yaptırıyorsa, başarılıdır demektir.