Yanlış bir evliliğin sonuçları neler olabilir? Belki çok azında saadet bulunabilir fakat çoğunlukla boşa harcanmış hayatlar, bedbaht olmuş insanlar, yıkımlar ve daha da ötesine gidebilen, ölümlere yol açabilen mutsuzluklar. Sanırım bunu belirleyen de kişilerdeki ruh kabiliyetleridir. Kimi ruhlar en adi durumlar karşısında bile umursamaz olabilirken kimi ruhlar da süregiden mutsuzluğa daha fazla katlanamayacak derecede naif ve kırılgan bir yapıya sahiptir.
Peki bir insan (kadın ya da erkek) aynı anda iki kişiye aşık olabilir mi? Ya da eşini seven biri başka birini de sevebilir mi? Toplumsal normlar açısından hoş karşılanmayacak, olayın öznesi olan insanlar için de hayatlarını altüst edecek bir durum… Aşk, insanların bilerek, isteyerek seçtikleri bir şey midir yoksa o mu gelip bizi bulur? Ben ikincisine inanıyorum…
Sevmek ne kadar önemliyse, sevilmek de en az onun kadar önemlidir. Hatta sevilmek; ekmek gibi, su gibi temel bir ihtiyaçtır. Onsuz yaşamak, susuzluktan kuruyan bir ağaç gibi insanı da içten içe kurutur. Sevmek ve sevilmek… İkisine birden sahip olabilmek ise çok büyük bir hazinedir. Biri eksikse, tek kanatlı bir kuş gibi bu kısa hayat yolculuğumuzda ne kadar istesek de uçamayız…
İşte Handan’ı okurken bunları düşündüm... Handan, yazıldığı dönemde de çok büyük tartışmalara neden olmuş. O dönemin şartlarını düşününce Halide Edib, çok cesur bir roman ortaya koymuş. Anlatım tarzıyla da alışılmış olanın dışında bir eser. Mektuplarla anlatılan bir kurgu ağı… Bence başarılı ve okunmayı hak eden bir eser…