Stephen King'den okuduğum ilk eser.
Max Richter-November
Öncelikle, kitabın ana konusu ve adından hareketle 'hayvan mezarlığı ' hakkında düşüncelerimden bahsetmek istiyorum. Ölen hayvanını bilinçli bir insan çöpe atmaz diye düşünüyorum. Biraz araştırma yaptım ve hayvan mezarlığının sayıca az olduğunu ve olanlarında dolduğunu öğrendim, bu duruma da üzüldüm. Bu konuda bir şeyler yapılmalı. Artan nüfus ile insanlar bahçesiz apartmanlarda oturuyorlar. Nereye gömecekler? Öylece atılacak mı? Bu konuda gelişmelerin olmasını isterim.
Hayvan sahiplenmeyi özellikle kedim olmasını çok istemişimdir. Ona bakamazsam, hasta olursa, bir yere gitmem gerektiğinde öylece kalırsa diye cesaret edemediğim bir durum.
Kitaba gelirsek; Louis, ailesi ile yeni bir yere taşınır. Hastaneye gelen yaralı Pascow ve sırlarla örülü hayvan mezarlığının ilerisindeki büyülü yerin gizemine şahit oluyoruz.
Çok fazla korku kitabı okumadım. Bu kitap beni etkiledi, gerildiğimi hissettim. Kurgu biraz daha karışık olabilirdi ancak bu halinden de memnunum. Güzel bir eserdi.
Okuduğum eski bir basımdı ancak asıl olaya girilene kadar gereksiz sahneler fazlaydı. Biraz daha sadeleştirme yapılabilirdi. Kurguya etkisi olmayan gereksiz şeyleri de okudum.
Önerir miyim? Kesinlikle. İlginç bir konu, daha önce hayvan mezarlığının h'sinin geçtiği kitap okumamıştım.
spoiler!!!!!
Çok beğendim ancak sonu hakkında çok fazla soru işaretim var. Mükemmel bir yerde bitmemiş mi? Ucu açık, tartış tartışabildiğin kadar.
Bu hikayede tek üzüldüğüm kişi: Ellie Creed. Acaba neler yaşadı? Okumayı isterim, doğrusu.