Yakın zamanda yaşadığımız bu elim afette bir kez daha gördük ki ölümün rengi, dili, dini, makamı ya da adının önünde ünvanı olmuyor ...
Toprak altında herkes eşitleniyor isimsiz.
İşte tam da bu yüzden uyanmak için gelmedi mi vakit?
Baki olana ulaşmak için geçici lezzetlere yüz çevirmenin; tüm riyalardan sıyrılıp samimiyetle O'na sığınmanın gelmedi mi vakti?
Geldi ve geçiyor VAKİT dostlarım, birgün biz de asılı kalacağız tam 4.17'de zamana...
Birgün mutlaka tamamlanmamış bir hikaye ve bir fotoğraf bırakıp gideceğiz buralardan...
Kalp kırmak ,küsmek, beklemek ve bekletmek için; bir ömrü bir binaya tapu edip bir bedeni bir makama hapsetmek için sizce de çok kısa değil mi bu hayat?
"Şu kısa, fani ömrünü fâni şeylere sarfetme ki, fani olmasın. Baki şeylere sarfet ki, bâki kalsın."
Sadece an, sadece anlar ve sadece "O"...