Daha beşikteyken bize iyilik ve kötülük diye ağır sözler ve ağır değerler öğretirler. Bize verdikleri çeyizin adı budur. Ve bize, bu çeyizin hatırı için yaşadığımızı söylerler. Çocuğu, kendi kendini sevmemeyi öğreterek kendimize bağlıyoruz. Ağırlığın ruhu böyle yapar. Ve bize verilen bu çeyizi kuvvetli omuzlarımızla yalçın dağların üzerine taşırız. Terlediğimiz zaman bize derler ki; "Evet hayata katlanmak zordur.” Evet, insanın kendisini taşıması güçtür! Bunun nedeni kendi omuzlarında birçok yabancı şey taşımasıdır. O, bir deve gibi çöker ve sırtına bolca yük yüklenir. Hele güçlü, dayanıklı ve saygılı olursa! O zaman pek çok yabancı sözler ve yabancı değerler yüklenir ve hayatı bir çöl olarak düşünür! Ve gerçekten insanın kendisine ait bazı şeyleri taşıması da güçtür! İnsanın içinde birçok şey salyangoza benzer. İğrenç, kaygan ve yakalanması güç!