Bütün Şiirleri #2

Leylim Ley

Sabahattin Ali
8/10
64 Kişi
436
Okunma
70
Beğeni
1.478
Görüntülenme
Döndüm daldan düşen kuru yaprağa Seher yeli dağıt beni kır beni Götür tozlarımı burdan uzağa Yarin çıplak ayağına sür beni Leylim Ley...
80 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Başını göğsüme sakla sevgilim Güzel saçlarında dolaşsın elim Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim Sevişen yaramaz çocuklar gibi... Sabahattin Ali.. Kesinlikle kalemini çok ama çok beğendiğim bir üstat. Şiirlerin her bir satırında kendimden bir şeyler bulabildiğim güzel bir kitap. Birçok şarkısının sözlerini şiir haliyle okumak keyif vericiydi. “Çocuklar gibi” şiirinin şarkı olarak seslendirilişini Sezen Aksu yapmıştı. Sarkisi ayrı, şiiri apayrı güzel. Şiir sevenler özellikle özgün şiirleri sevenler icin harika bir kitap.
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
İkinci kez okuduğum nadir eserlerden…
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
kalemine gerçekten güvendiğim bir isim oldu. Aynı kişinin hem yazar hem de şair olabileceğini gördüm. Öykülerinden aşırı keyif aldığım ismin şimdi de şiirlerinden mükemmel bir tat alıyorum. Ölümü şaibeli olan Ali nasıl öleceğini bilmemesine rağmen, kaleme aldığı ‘Dağlar’ şiirinde “Benim meskenim dağlardır” demiştir. Ve Ali’nin cenazesi Istranca Dağları eteğinde bir çoban tarafından bulunmuştur. Bu tesadüf (?) beni gerçekten çok etkiledi. Rahmetle anıyorum. Bestelenen çok kıymetli şarkıların söz yazarıdır Sabahattin Ali. Leylim Ley, Aldırma Gönül, Çocuklar Gibi… ‘Leyl’ gece demekmiş. Sevgili gecedir. Sevgili öyle yüce tutulmuştur ki şiirde, âşık sevgilinin ayağına yüzün sürmek istemiştir. Mahpusluk çekerken Leylim Ley diyen Ali, pes etmemiş sonrasında Aldırma Gönül demiştir. Sizlerde aldırmayın, her şey gelip geçicidir. Keyifli okunmalar dilerim.
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
İYİ Kİ DOĞMUŞSUN
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Döndüm daldan düşen kuru yaprağa Seher yeli dağıt beni kır beni Götür tozlarımı burdan uzağa Yarin çıplak ayağına sür beni Aldım sazı çıktım gurbet görmeye Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye Ne lüzum var şuna buna sormaya Senden ayrı ne hal oldum gör beni Ayın şavkı vurur sazım üstüne Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne Ay bir yandan sen bir yandan sar beni Yedi yıldır uğramadım yurduma Dert ortağı aramadım derdime Geleceksen bir gün düşüp ardıma Kula değil yüreğine sor beni open.spotify.com/track/05YQB5S0z...
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Şiirleri efsane ve ötesi leylim ley gibi bir şiir kitabı bulunamaz oku ezberle bu kitap sana ileride çok yardımcı olacak bu kitabı arkadaşım verdi ve şiirlere bayıldım oku ve bak
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
80 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Sabahattin Ali'nin "Leylim Ley" isimli eseri, içinde; aşk, duygusal yoğunluk, toplumsal eleştiriler barındıran hikayelerden oluşuyor. Sabahattin Ali'nin usta kaleminden doğan bu eser, okurlarına unutulmaz bir okuma deneyimi sunacaktır diye düşünüyorum. Aşk, özlem ve umut gibi temalara ilgi duyanların beğeneceğini umuyorum.
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
leylim ley
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Çok güzel şiirlerinin bulunduğu bir kitap. Leylim Ley şiirini Sabahattin Ali, Konya'da yazmış. Bu kitapta ki yüzde seksenbeş şiirler bestelenmiş şarkı yapılmış ve onlarca yıldır dinliyoruz birçoğu nesillerin dilinde. "Kula değil yüreğine sor beni leylim ley."
Leylim Ley
Leylim Ley
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
93 syf.
·
Puan vermedi
·
14 saatte okudu
Sabahattin Ali'nin ilk duyduğum şiiri muhtemelen Çocuklar Gibi'ydi. Tabi o sırada ben bunun farkında değildim. Çok sevdiğim @esraozkankucuk Hocamın ipek gibi sesinden dinlemiştik, bir Sezen Aksu şarkısı olarak. Ortaokul sıralarında büyük şans. Şimdi şiir bence senin yüzündür Şimdi benim tahtım senin dizindir Sevgilim, saadet ikimizindir Göklerden gelen bir yadigar gibi O gün bu gündür Sabahattin Ali okurum,okurum, okurum. Ve en sevdiğim şarkılar da yine onun şiirlerinden çıkmadır. Aldırma Gönül, Yetmez mi Gönül, Göklerde Kartal Gibiydim, Geçmiyor günler geçmiyor, Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz ve tabi Leylim Ley.
Ebru Ergun
Ebru Ergun
peki Hülya Avşar'ın gözünden pıt pıt dökülen damlalar? İbrahim Tatlıses'in görüp görebileceği en romantik şeydi. Ayın şavkı vurur sazım üstüne Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne Ay bir yandan sen bir yandan sar beni Yedi yıldır uğramadım yurduma Dert ortağı aramadım derdime Geleceksen bir gün düşüp ardıma Kula değil yüreğine sor beni
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Normalde şiir okumayan bir insanım. İlk kez Sabahattin Ali ile başladım. Ve bazı sevdiğim türkülerin de şiir olduğunu öğrendim. Kara Yazı, Bende hiç tükenmez bir hayat vardı gibi.
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
Kula değil, yüreğine sor beni
80 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Leylim Ley ... Hazin bir şiirdir Leylim Ley, Sevgiliye hasrettir Leyl vakti, Ay'ın şavkı vururken sazın üstüne, Leyl'e dökmüş içini canım Ali ... Leyl'dir gündüze karanlık, yıldızlara aydınlık, Ali'ye hüzün, Ali'ye hilâl, Ali'ye sevgili, Gecedir Leyl, gecemdir, Leylim Ley ... Leyl, gece demek imiş. En çok gece olunca insan yalnızlaşır ve en çok geceleri insan kendiyle kalır.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
'nin kaleminden dökülmüş Leyl'e yani sevgiliye kelâmlar.. Canım Ali, dışarda mevsim baharken, içerde sana günler geçmezdi; yine de sözün şiirlerin en mükemmeliydi. Dert ortağı aramadın derdine, benim meskenim dağlardır dedin ve her şeye rağmen aldırma gönül dedin... Severek dinlediğimiz bazı şarkıların asıl mimarıdır Sabahattin Ali. Leylim Ley .. "Ay'ın şavkı vurur sazım üstüne, Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne, Gel ey hilâl kaşlım dizim üstüne, Ay bir yandan sen bir yandan sar beni. Yedi yıldır uğramadım yurduma, Dert ortağı aramadım derdime, Geleceksen bir gün düşüp ardıma, Kula değil yüreğine sor beni."[s.11] Leylim Ley .. Keyifli okumalar dilerim
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Sabahattin Ali gibi çok yönlü bir insanın her zerresinden yararlanmak gerek. Öykü, roman, şiir ne yazdıysa okumalı ve bilgi hazinemizi geliştirmeliyiz. Ali'nin her yazdığı bir ders, bir hayat ve bir kişilik. Öykülerin de olduğu gibi şiirlerinde de insani mest ediyor. Insanı satır satır işliyor. Bir su gibi içilmeli Sabahattin Ali ve bir su gibi tüm benliğimiz yararlanmalı ondan...
Leylim Ley
Leylim LeySabahattin Ali · Lilith Yayınevi · 2019436 okunma

Yazar Hakkında

Sabahattin Ali
Sabahattin AliYazar · 103 kitap
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısiyla, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır. Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926). Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930). Yurda döndükten sonra Sabahattin Ali, Orhaneli’nde ilkokul öğretmenliğine atandı. Aydın ve sonra Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır. Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932), bir yıla mahkûm olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933). Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945). "İçimizdeki Şeytan" romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945). Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947). Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle "Milli Şef" İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır. Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı "Ne Zor Şeymiş" başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: "Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?" Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Jandarma karakolunda katledilmiş daha sonra da cesedi 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde bulunmuştur. Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkartılan aftan yararlanarak serbest kalmıştır. Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır. Sabahattin Ali yazı yaşamına şiirle başlamış, hece vezniyle yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen bu ürünlerini Balıkesir'de çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımlamıştır (1926). Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya başlamış, ilk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" Resimli Ay'da yayımlanmıştır (30 Eylül 1930). Toplumsal eğilimli bu öyküyü Nazım Hikmet, şu sözlerle okurlara sunmuştur: "Bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatının bütün muhafazekâr ve ileri taraflarını, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanın muğlak, ihtiraslı hayatını, kımıldanışların zeki bir aydınlık içinde görüyoruz". Sabahattin Ali, af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiştir. Sabahattin Ali Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiş, aydınlar ve kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirmiştir. 1937'de yayınlanan Kuyucaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir. Sabahattin Ali'nin halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren Dağlar ve Rüzgâr (1934) adlı kitabı yazın çevrelerinde ilgi uyandırmış, örneğin Yaşar Nabi, Hakimiyeti Milliye'de şu övücü satırları yazmıştır: "Bu kitabın mümeyyiz vasfı halk edebiyatı tarzında bir deneme teşkil etmesidir. Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiş. Ve bize, şiirleri doğrudan doğruya bir halk şairi elinden çıkmamış olduklarını hissetirmekle beraber, o tanıdığımız ve sevdiğimiz samimi edayı tattırabiliyor. Komplike imajlardan kaçınılmış olması, bu şiirlere büyük bir sadelik vermiş." Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabından sonra şiirle ilgilenmemiş, sadece öykü ve roman yazmıştır. 'Leylim Ley', 'Aldırma Gönül' gibi halk dilinden yararlanarak yazdığı şiirler herkes tarafından bilinir. Sabahattin Ali, Varlık'ta Esirler adlı üç perdelik bir oyun da yazmış (1936), ancak bu türü de bir daha denememiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.