İki- üç yıl oluyor sanırım, bir kitap okumuştum. Daha yeni yeni tanıyordum edebiyat camiasını ve ilk heyecanlarla sevdiğim bazı yazarların, kitapta konu edilen kişiye olan töleransları ve sevgileri, beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Çünkü, sevilebilecek bir yanını göremediğim gibi -ki bu olabilir, herkesi sevmek zorunda değiliz ama ilkesiz, gayr-i ahlaki bazı tutumları yüzündendi şaşkınlığım- bu kadar değer verilmesi ve sanki unutulmaması gereken (!) şeyler yapmışçasına, adına kitap çıkarılması beni şaşırtmıştı.
Bunları neden diyorum, çünkü, Hasan Hüseyin, dönemin yazar çizerlerinin çok güzel bir tablosunu resmetmiş, özellikle ''Ağlama Duvarı (Öykü Gibi)'' yazısında. Parantez içinde verilen ve dip not olarak ''parantez içindeki kılçıklar Hasan Hüseyin'e aittir'' ifadesi olan o kılçıklarsa, Hasan Hüseyin'in o muhteşem mizah anlayışını çok güzel ortaya seriyordu ve gülmekten alamadım kendimi..
Bu kitapla beni tanıştıran, o çok sevdiğim canımın içi yazar Bedrettin Cömert'e de selâm olsun.. Güzel insanların birbirini bulması ve sevmesi, bu dünyanın en güzel taraflarından biri kanımca..
Hasan Hüseyin'i şiir dili haricinde, öykü diliyle de tanımak büyük mutluluktu benim için. Tavsiye ederim, pişman olunmaz..