Bu kitap Thomas Bauer'ın kaleminden okuduğum ikinci kitap olsa da, konusu itibarı ile ilk okuduğum kitapcık ile aynı. Diğerinde dünya genelinde bir tekdüzeliğe sürüklenişimizi eleştiriyor, bu kitapta ise İslâm düşünce dünyasının mazisinde geniş bir çokanlamlılık sahibi ve destekçisi geçmişine ve kökenine sahipliğine rağmen bugün kendini içinde bulduğu tekanlam arama ve savunma pozisyonumuzu eleştiriyor. Aslında bu salt bir gününüz Müslüman bakış açısını eleştirme değil, çünkü sözün çoğunu İslam'ı geri kalmış ve bir aydınlanma ve rönesan dönemi olmadığından geri kalmış olmakla suçlayan Batı anlayışını eleştiriyor. Yazar göre ne hazindir ki, günümüz islâmî akımlardan, selefilerden tutun reformistlere kadar, hemen hepsinin sorunu, çokanlamlılığı savunan ve bundan dolayı toleransı zirvesinde yaşayan mazinin aksine, islamin tekrar canlandırılmasını Batı'nın da yanlış olarak savunup dikte ettiği, savunduğu mantıkçı, deskartezyan, siyah beyaz düşünme tarzında yattığına inanmaları.
Kendimi reformistçi bir Müslüman olarak kabul ediyorum ve kendi zihin dünyama da yöneltilen, birçok yerde haklı ve birçok yerde de düşündürücü eleştiri ile karşılaştım ve nasibimi, dersimi aldım diyebilirim. Thomas Bauer, Annemarie Schimmel, Jürgen Toddenhöfer gibi Müslüman olmadan, İslam'ı birçok Müslüman'dan iyi anlayan, anlatan ve hatta savunan bir insan, kısaca vicdan ve hakkaniyet sahibi. Kendisini çok sevdim, akademik çalışma hüviyetinde olan kitapları ağır dilde olsa da, nasipse elime geçtikçe okuyacağım. Yazar okuma listeme kesinlikle girdi ismi. Tavsiye ederim.