bomboş bir kitap. incir kuşları sayesinde sinan akyüz'e karşı sempati beslemiş, akıcı dili sayesinde savaşın tüm gerçeklerini duygu dolu bir şekilde okumuştum. suada güçlü bir boşnak kızıydı. peki feraye ve şahika? bu ikisi mi güçlü türk kadını?
kitaptaki her türk karakter bu kadar mi aptal olur anlamıyorum. evin erkeklerinin basiretleri bağlanmış. çakır ağa ayrı, hasan ayrı, cemal ayrı şaşkoloz. biri çiftliği peşkeş çeker, biri iki kızını söz verdi diye arap çöllerinde bırakır, diğeri sevgilisine nikah kıymaktan aciz, ölüm döşeğinde gülfem sayıklar.
arap erkekleri maskülen, güçlü, dediğim dedik, başarılıyken bizimkiler seme, bizimkiler şaşkın... bu mudur yani? mukaddesin evlendiği komutan dışında basiretli bir türk erkeği göremedim. yazık. kızlar ayrı bir aptal. şahika sen o hemşireliği arap ellerinde sürünmek icin mi yaptın?
bir daha sinan akyüz okuyacağımı sanmıyorum. bu kitabı okumak yerine duvara baksam daha iyi vakit geçirirdim. türk damarım kabardı.