Merhabalar sevgili okurlar. Bu güzel alıntıyı en başa yazmak istedim. Çünkü hayat, kişiden kişiye anlamı değişiyor ve bu anlamlar, düşünceler hayatta yaşadıklarımızla değişip farklılaşıyor. Kitaplar ise bizim arkadaşımız, sırdaşımız ve can yoldaşımız. Gerçekten de hayat kitapla güzel :)
Kitaptaki bir alıntıyla devam edecek olursak:
" Ben ne yazabilirim ki?
Yazdığım neye yarar?
Olsun, işte besmeleyi çektim, işte yazıyorum."
Ben de besmeleyi çektim. İşte yazıyorum:)
Bulgaristan göçmeni Ali Bey ve Münire Hanım`ın tanışma öyküsü ve birlikte kaçmaları üzerinden hikayemiz başlıyor. Biz bu hikayeyi tabi Ali Bey`in oğlu vasıtasıyla okuyoruz. O anlatıyor bizlere.
Kitap akıcı ve doğal bir dille yazılmış. O kadar doğal ki halktan yani bizlerden birer parçayı içinde bulunduruyor. Aşk, özlem, mutluluk, hüzün hepsi var. Bir kasabada geçen olaylar biz okuyucuları da haliyle o dünyaya çekiyor. Bir sonraki sayfada acaba ne olacak? Diye merak edip duruyorsunuz.
Turan, Suna, Feride, sarhoş Selami hepsinin hikayesi sizi etkiliyor. Bu uzun hikayede hepsinin bir etkisi var. Anadolu`yu ve onun gerçeklerini güzel anlatan bir hikaye olmuş.
Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Hatta sonra 2012 yapımı başrolde Kenan İmirzalıoğlu ve birbirinden değerli oyuncuların oynadığı yaklaşık 2 saat olan kitap adıyla aynı isimli Uzun Hikaye filmini de izlemenizi tavsiye ederim :)
Keyifli okumalar
Kitapla kalın...