Hayat, sanki kendimi mecbur ettiğim ve kendimi ruhsal olarak bağlamamak için özel çaba harcadığım işlerden ibaret. Birçoklarına göre hayat olağan akışı içinde geçip gidiyor. Ben neyin olağan, neyin olağan dışı veya olağanüstü olduğunu doğru dürüst tartamamanın acısını çekiyorum.
Her bunalımlı (kritik) durumda bizleri o sorgulamayan insanların kendilerini içinde rahat hissettikleri masallar bekler... İnsanlığımızı hakkıyla yeniden ele geçirebilmemiz, insan olarak kendimize gelmemiz, ancak bize uyku veren bu türden masalların etkisinden sıyrılmakla başlayabilir.
İnsan için önüne çıkan bütün yollar “yürünebilir” yollar ise o insan artık kaybolmuştur. Kaybolmak nereye gideceğini bilememek, yani her yere gidebilmektir.