Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
- Anladım ki bir yazar ya kimsenin okumayacağı iyi kitaplar yazacak ya da kitleleri memnun eden saçmalıklar. - Kutsal kardeşlik subayı olmak daha kolay. Sadece bir kitap var ve buna karşı çıkanı içeri tıkıyoruz!
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Tereza'nın gözünde, kitaplar gizli bir kardeşlik bağının işaretleriydi. Kendisini çevreleyen kaba saba dünyaya karşı tek bir silahı vardı çünkü; belediye kitaplığından aldığı kitaplar, her şeyden önce de romanlar. Fielding'den Thomas Mann'a kadar sürüyle roman okumuştu. Romanlar, Tereza'ya yetersiz bulduğu yaşamından düşsel bir kaçış imkânı vermiyorlardı sadece; elle tutulup gözle görülen nesneler olarak da anlam taşıyorlardı; sokakta, koltuğunun altında kitapla yürümek müthiş hoşuna gidiyordu. Geçen yüzyılda zarif bir baston, şık beyler için ne anlam ve önem taşıyorsa, Tereza için de kitap aynı şeydi. Onu başkalarından farklı kılıyordu.
Oktay Rıfat'tan Orhan Veli'ye
"Satırlara kaldın kitaplar içinde Hani saç, kirpik, deri? Öf ne kötü dünyaymış Bir Orhan Veli varmış Gel gel kardeşim Orhan Benim ellerimi al, benim gözlerimi kullan.'' Arkadaştan öte, "kardeş"daha iyi ifade eder Oktay Rıfat ile Orhan Veli'yi. Ortaokul yıllarında başlayan, yeni ve aykırı bir şiir akımı doğuran, birlikte feleğin canına okunan, birlikte cefa çekilen bir kardeşlik. Oktay Rıfat, Orhan Veli'nin ani ve talihsiz ölümüyle yasa boğulur. Ve bir gün, eline kalemi alıp ona hayat boyunca yazdığı satırların belki de en güçlü, en etkileyicileri olan bu mısraları yazar.
Okumanın Manası, 3T Kuralı
Bu anlattığım hikaye, bir yönüyle de okuma çabasıdır, Okuma deyince biz sadece kitap okumayı anlıyoruz. Oysaki benim derdim sadece kitap okutmak değil. O hâlde okumadan ne anlamamız gerekir? Üç tür okuma olduğunu düşünüyorum: Birincisi Kitab-ı Hakikat'i (yani Kur'an-ı Kerimi) okuma. Kur'an-ı Kerimi hayata tahakkuk ettirme,
Şeyh Şamil'in Torunu Said Şamil Bey: Eskiden Mason Olan Müslümanlar
Bana öyle geliyor ki, eskiden Masonluğun iç yüzü bugünkü gibi bilinmiyordu. Adı müslüman olup da Mason olanların eskileriyle yenileri arasında çok farklar var... Eskiden devlet ricalinden ve ulemadan Masonluğa girenlerin çoğu, ya Masonluğun iç yüzünü bilmiyor veya onlarla teşrik-i mesai ederse, memlekete bir fayda temin edebilir zannediyordu. Belki devletin milletin o zor zamanlarında, kardeşlik filân gibi yaldızlı lâflar eden Masonlardan bir yardım geleceğini umuyorlardı. Ama bugün artık işin iç yüzü anlaşılmıştır. Masonluğu kimlerin kurduğu, ne türlü habasetler işlediği meydandadır. Bunlan açıklayan kitaplar, hatıralar yayınlanmıştır. Nedir o sırlar, merasimler, kafa tasından duvarlar, göz bağlamalar, kılıçlar, sırrımızı söylersen ölürsün tehditleri, gizli ayinlerde keçi yakmalar! Bu dünya menfaati, para ve makam hırsı, insanları ne korkunç hurafelere esir edermiş? Bu ne biçim zillettir, sefilliktir, anlaşılamaz...
Sayfa 248 - Kaynak Yayınları, 6. Baskı (2010)Kitabı okudu
Reklam
"Vatan elbette belirli anlaşmalar çerçevesinde çizilen sınırlar içinde kalan toprak parçasından ibaret değil. Bu sınırlar resmiyet ifade eder,tarih içinde çeşitli sebeplerle değişir. Ama mesela Kızılırmak değişmez. Vatan efsaneler, masallar, destanlardır. Nene Hatun, Deli Dumrul, Köroğlu'dur. Vatan coğrafyadır. Bir ucu Vardar Ovası'nda, bir
Kölelik kalktı yalanı
Günümüzde köleliğin gerçekten kalktı­ğına inanmak zordur. Günümüz gelişmiş ülkeleri, gerçek­ten dünya üzerinde kendi uygulamaları açısından köleliği kaldırmış mıdır? Fransa, XIX ve XX.yy.da Kuzey Afrika'da binlerce insanı öldürdü. Cezayir, Tunus ve Fas'da Fransanın öldürdüğü veya köleleştirdiği bu insanların tek isteği hürriyetti Siret
Kitaplar gizli bir kardeşlik bağının işaretleridir. (:
"Ben de, dostum, hayatın seni bu kadar düş kırıklığına uğratmış olmasına hayret ediyorum, çünkü alabildiğine güzel ve derin ko­nulara aşinasın, us, sanat, düşünce konularına! Bizi birbirimize çeken de bu oldu, bu yüzden kardeşiz seninle."
Sayfa 121
Kitaplar
《Onun gözünde, kitaplar gizli bir kardeşlik bağının işaretleriydi. Kendisini çevreleyen kaba saba dünyaya karşı tek bir silahı vardı çünkü; belediye kitaplığından aldığı kitaplar, her şeyden önce de romanlar. Fielding'ten Thomas Mann'a kadar sürüyle roman okumuştu. Romanlar, ona yetersiz bulduğu yaşamından düşsel bir kaçış imkanı vermiyordu sadece; elle tutulup gözle görülen nesneler olarak da anlam taşıyorlardı; sokakta, koltukta, koltuğunun altında kitapla yürümek müthiş hoşuna gidiyordu. Geçen yüzyılda zarif bir baston, şık beyler için ne anlam ve önem taşıyorsa, onun için de kitap aynı şeydi. Onu başkalarından farklı kılıyordu.》
Sayfa 57 - Can ModernKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.