Kaman civarina bahar gelince yıkılır ovadan apdal çadırları
Yücesinde pare pare duman tutmuş
Düdüldag'ın yaylasinda mekan kurulur
Hoş gelmişsin evvel bahar
Nisan ayı içinde donanır dağlar
Donanır yeşilinden alından
İstasyon deresi kabarmıştır
Hacıdağ'ın selinden
Dağlar sıra sıradır eylim eylim
Dağlar uzanır bir uçtan bir uca
Dağlar bir
Felaketlerin başlangıcı Paris'in Helena'yı kaçırmasıyla başlar.Homeros' un İlyada destanının özüde bu olaydır.Bu tragedyada konu biraz daha açılır.
Ben hep Hektorların yani Troyalıların tarafını tutmuşumdur.Son zamanlarda edindiğim ve çok sevdiğim bir kişisel takıntımı buraya düşüp hemen konumuza geri döneceğim.Bir satranç takımı
- "Dinsizin hakkından imansız gelir" sözü yanlış... diyordu.
Şair arkadaşıma,
- Neden? diye sordum.
- Yanlış, dedi, yanlışlığı tecrübeyle sabit...
Bu atalar sözünü şöyle düzeltmeli:
"Dinsizin hakkından gelse gelse imanı çok kuvvetli olan gelir."
Böyle konuşan şair arkadaşımın adını duymamışsınızdır.
iyi, güzel şiir
1.
Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi,
duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler,
gümüş ibriklerde şarap,
bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi.
Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğup
yani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarak
Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi.
Çelebi hünkâr idi amma
Âl Osman ülkesinde
Güneş ışınları yukarıdaki kar zirvelerinden ışıldıyor, siyah kızılca kargalar boşlukta birlikler halinde dans ederken patika, şimdiki zamanın bütün yayılımcı varlığı içinde karanlık ve ışıkla iç içe.
Bloomsbury Merkezi'nin dörtbin odasındaki elektrikli saatlerin tümü, ikiyi yirmiyedi geçtiğini gösteriyordu. Müdür'ün "Sanayinin arı kovanı," diye adlandırmayı sevdiği merkez, gerçekten de arı kovanı gibi çalışıyordu. Herkes çalışmakta, her şey düzenli bir devinim içindeydi. Mikroskopların altında hışımla kuyruklarını sallayan spermler,
Turhan Yıldırım'ın bir öykü kitabı. İçerisinde on dört farklı öykü bulunan kitap, sayfa sayısı olarak gün içerisinde bitirilebilecek durumda…
Kişisel olarak kısa hikayelerden hoşlandığımı pek söyleyemem. Üstelik Yıldırım'ın tarzı olan postmodernizme yakın hikayeler de pek ilgimi