Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlk kitabım basıldığında, Bohemler Kulübü'ne mensup bir­ kaç Alaskalı, San Francisco'daki kulüplerinde beni ağırla­dı.En mükemmel deri koltuklara oturduk, içkilerimizi sipariş ettik. Belirli viski markalarının ve içkilerin uzun kok­teyl bardağında servis edildiğini hiç duymamıştım. Likörün, uzun kokteyl bardağının ne olduğunu, "Skoç" lafının viski anlamına geldiğini bilmiyordum. Ben sadece yoksulların, uygarlığın sınır bölgelerinin ve denizci kasabalarının içki­lerini tanıyor, ucuz birayı, ucuz olan ve adına sadece viski denilip başka bir şey denmeyen viskiyi biliyordum. Yemek sonrasında bir içki seçmem gerekince ne yapacağımı bileme­ yip sofra şarabı istediğimde kulübün şef garsonu, neredeyse düşüp bayılacaktı.
Sayfa 173 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Ben olsam kokteyl bir intihar denerim," tarzından hafif gaza dokunmalar, iyice azıtıp sanatı politikaya kaydırmalar...
Sayfa 13 - EverestKitabı okudu
Reklam
Batı Hayranlığı!
Batı insanının kafa yapısı keyif için (Batı usulü bilimsel platforma oturtarak konuşursak "araştırma" demeliyiz) bitkiler ve hayvanlar üzerinde yaptığı denemelerle gayri tabii mahluklar üretmeye başladı. Kokteyl yaratıklar diye adlandırılan bu hayvancıklar, iki ayrı hayvanın aynı bedende birleştirilmesiyle üretiliyor. Böylece yarısı tavşan öteki yarısı kedi olan hilkat garibesi türler elde ediliyor. Aynı şekilde, bazı çiftliklerde kimyasal maddeler katılarak gerçekleştirilen sun'i döllenmelerle benzeri olmayan hayvanlar elde ediliyor. Bu tür denemelerle kulaksız, burunsuz, anadan doğma tüysüz, görünüşleri hemcinslerinden çok farklı, bazılarının ön ayakları, bazılarının arka ayakları kısa ve her hâlükârda böyle yaratılmış olmaktan ıstırap çeken köpekler üretilmiş. Ne için? Sırf, bu köpeklere sahip olmak suretiyle başkalarından farklı görünmek isteyen, böylece meta haline getirilmiş olduğunu unutarak tatmin arayan insan için. İlgi çekmenin, başkalarından farklı görünmenin yolu böyle aranıyor. İmdi bir Müslümanın böylesi bir uygulamayı tecviz edebileceği akla gelir mi?
"Mahallî dilde 'part' diye bir kelime vardır. Bilenler bunun karın, göbek, mide, işkembe manasına geldiğini bilirler. 'Parti' kelimesi ise bize Fransızca’dan geçmiştir.Dilimizde birkaç manası ile kullanılıyor. 1. Parça, kısım. Mesela Bir parti kumaş geldi deriz. 2. Bir siyasî gaye etrafında birleşenlerin meydana getirdiği kuruluş, fırka, hizip. Bu da malum manadır. 3. Eğlence toplantısı. İşte bu mühim. Çünkü bizimkiler 'Kokteyl parti’ veya 'av partisi' gibi particiliği eğlence hâline getirmişlerdir. 4. Bir defada oynanan oyuna da parti deriz. Mesela 'tavla partisi' gibi. 5. Kelepir, vurgun manası ki, en önemlisi budur. 'Partiyi vurmak deyimi büyük kazanç sağlamak demektir. 'Partiyi kaybetmek' ise elde ettiği bir kazanç, haksız biçimde geldiği makamı yitirmek demektir. Şimdi, aziz okuyucular, dilimizde niçin 'part' diye bir kelime var olmuş, anladınız değil mi? Hâlâ anlamamış olanlar için daha açık bir ifade ile şunları söylüyorum: Şiş göbekler; gövdesi yağ bağlayanlar, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını sülük gibi emenler, sözlerimiz sizedir. Particiliği 'part şişirmek' diye anlayanlara karşıyız ve hep karşı olacağız. Sakın ola ki, bu yazımızdan particilik ile uğraşanların tamamını kastediyoruz anlaşılmasın. İfadelerimizi başka noktalara çekmesinler. Sözlerimiz kimedir o zaman? Onlar kendilerini bilirler.”
Hititliler ağzının tadını biliyor :D
Annem, "Sumerlilerde bira, Hititlerde şarap önde ge­liyor. Onun için şarabın ve bağcılığın vatanı Anadolu deniyormuş" dedi. Bir de şarabı bira ile karıştırıp kokteyl yapıyorlarmış. Şarap sunmak için özel kaplar var. Bunların en başında gagalı testiler, ge­yik, aslan, boğa, el, yumruk şeklindeki kupalar geliyor.
Türkiye tuhaf geleneklerin ülkesi. '90'lardaki polis operasyonlarının ardından, "çatışmada ölenlerin" yanlarına silah bırakmak gibi, "suçlu olmasına karar verilen kişinin" bilgisayarına belge yerleştirmek de olası taktiklerden. Kokteyl terör algısı için, sol örgüt militanlarının evinde Fethullah Gülen kitabı bulmak da moda.
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
Şöhret böyle bir şey miydi yani? İnsanların bir yandan size tapınıp bir yandan sürekli saldırdı­ğı acı tatlı bir kokteyl miydi? Raylar dört bir yana doğru ayrılırken, birçok ünlünün hayatının raydan çıkmasına şaşmamak lazımdı. To­kat yerken aynı anda öpülmek gibi bir şeydi bu.
Sayfa 177
ana konularıysa ya —daha gençlerde— bedenin cinsel kısımları ya da —büyüklerde— cinsel konulardı ki arkaikleştirme ve Latince eklerle birlikte az rastlanır iğrençlikte bir kokteyl oluşturuyordu. Bir şeyin içine tıkılmış gibi görünüyorlardı; sanki bir şeyin içine iyi bir şekilde konulmamış, zamana ve mekâna kötü yerleştirilmiş gibiydiler
1.000 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.