Bu zaviyeden bakıldığında Türkçülerin Komünistlere ve Komünizme karşı cephe alışlarının çok da zor olmadığı görülüyor. Fikir olarak kabul edilmeyen Komünizmin ve insan olarak kabul edilmeyen Komünistin Türkçüler için “düşman” kategorisinde sayılması için bir engel yoktu. İşte bu durum onların Komünizmi objektif bir şekilde değerlendirememelerinin başlıca sebeplerinden biriydi. Hem Komünizm sadece Türkler veya Türkçüler için değil bütün insanlık için “tehlikeli”ydi. Bu bağlamda Yusuf Kadıgil Komünizmin insanlık için bir “felâket” olduğunu söylüyordu. Komünistlerin Polonya’da, Çekoslavakya’da, Macaristan’da ve hatta Rusya’da yaptıkları “acımasız katliamlar” bunun ispatıydı.
Insanlık, iki-üç kuşak içinde, birbirine karşıt birçok yöne saptı. Komünizm deneyimleri ile kapitalizminkiler; tanrıtanımazlığınkiler ile dininkiler. Bu salınımlara ve onların sonucu olan kargaşalara boyun eğmek zorunda mıydık? Bu deneyimlerden ders çikarmak isteyecek kadar ve bizleri güçten düşüren bu ikilemlerden kurtulmayı arzulayacak kadar aklımız başımıza gelmedi mi daha?
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
İslâm ekonomisinde, kişinin hür teşebbüs yetisini körelten devletçiliğe yer olamadığı gibi, tröstlerin doğumuna sebep olan tekelci özel sektör kapitalizmine de yer yoktur. Öldürücü rekabet, yalana dayalı reklamcılık, devleti içten zapteden kapital saltanatına olduğu gibi kişiyi, devletin, bir partinin, dolayısıyla bir grup insanin kölesi haline getiren, aşksız şevksiz bürokrasinin ağında çürüten, propogandanın uşağı haline getiren, proleterya adına iliştirilerek insanı makinanın bir vidasi mesabesine indiren, madde gibi, robot gibi, kompitür gibi kullanan, ona daha çok istatistikî açıdan bakan, onu insanlık onurundan yoksun eden, insanlığı hayvan sürüsü gibi düzenlemeyi ve sömürmeyi hedef alan ve planlayan komünizme de ruhuyla sonsuzca uzaktır islâmın ekonomik düzeni. Allah yolu, islâm site ve toplumunun yararı çerçevesinde özgür olarak değerlendirilecektir
İnsanlık, iki-üç kuşak içinde, birbirine karşıt birçok yöne saptı. Komünizm deneyimleri ile kapitalizminkiler; tanrıtanımazlığınkiler ile dininkiler. Bu salınımlara ve onların sonucu olan kargaşalara boyun eğmek zorunda mıydık? Bu deneyimlerden ders çıkarmak isteyecek kadar ve bizleri güçten düşüren bu ikilemlerden kurtulmayı arzulayacak kadar aklımız başımıza gelmedi mi daha?
Komunizm
Bu birlik zihniyeti, en başta hayvani nitelikleri öne çıkarma, bunları kuvvetlendirme, geliştirme temeline dayanmakta ve bu nitelikleri de insanın temel ihtiyaçları olarak kabul etmektedir. Bu ihtiyaçlar, beslenme, barınma ve cinsel dürtüleri tatmin etmektir. Hâlbuki bu sayılanlar, temel ihtiyaç noktasında insanların da hayvanlarla ortak oldukları özelliklerdir. Ama komünizme göre insanlık tarihi, bir ekmek kapma tarihidir.
Naziler insanlıktan tiksinmiyordu. Liberal hümanizmle, insan haklarıyla ve komünizmle, insanlığa hayranlık duydukları ve insan türünün çok büyük potansiyeli olduğuna inandıkları için savaştılar. Fakat Darwinci evrim mantığında olduğu gibi, doğal seçilim yoluyla uygun olmayanların elenmesine ve uygun olanların da hayatta kalarak üremesine izin verilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Zayıf insanların yardımına koşan liberalizm ve komünizm, hem uygun olmayanların hayatta kalmasını desteklemiş, hem de bunların üremesine izin vererek doğal seçilimi bozmuştu. Böyle bir dünyada en uygun olanlar ister istemez bozuk insanlardan oluşan havuzda boğulacaktır ve insanlık her nesilde daha da zayıf hâle gelerek sonunda yok olacaktır.
Reklam
838 öğeden 931 ile 838 arasındakiler gösteriliyor.