Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
288 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Bir Kitabını Okudum ve Hayatım Değişti" Dediğim Tarihçi!
Hayatımı değiştiren kitap! Hayatımı değiştiren film! Hayatımı değiştiren olay! Ne çok duyuyoruz değil mi böyle cümleleri hayatta? Peki hiç canlı örneği ile karşılaştınız mı? Yıllar yıllar önceydi. - Tamam o kadar yaşlı değilim kabul ediyorum.- Üniversite sıralarındaydım. Çocuk Edebiyatı dersimize giren hocamız "Güneşin Çocukları" diye
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20225,5bin okunma
“Peki, diyordum kendime, bir iş buldun. Ömür boyu işte mi çalışacaksın? Bu yüzden banka soyuyordu insanlar. Yapmak zorunda kaldıkları işler küçük düşürücüydü. Neden Allahın cezası bir konser piyanisti ya da yargıç değildim? Çünkü eğitim gerekiyordu ve eğitim parayla sağlanıyordu. Ben bir şey olmak istemiyordum zaten. Ve bunda fevkalade başarılıydım.”
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen Şiirinin Hikâyesi - Şairin Kendi Kaleminden
Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz minik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar.. Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
''Bir kadına ne verirseniz verin, onu daha da büyük hale getirir.. Ona sperm verirseniz, size bir çocuk verir.. Ona bir ev verirsiniz, size bir yuva verir.. Ona sebze verirsiniz, size yemek verir.. Ona bir gülücük verirsiniz, size kalbini verir.. Ona bir şarkı söyleyin, size konser verir.. Kendisine verileni çarpıp çoğaltarak geri verir.. Bu yüzden ona çamur atarsanız, karşılığında bir bataklıkta boğulmaya hazır olun..''
516 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
ANLAŞILAN ALIŞMIŞIM, SENSİZ OLMAZ!.. Hayat hem uzun, hem çok kısa. Gerçek aşk mı? Ömürde bir başa gelir, o da belki... Kimi zaman hepimiz karşımızdakini idealize etme eğilimini gösterebiliyoruz. Bize bağdaştırmak, kendimize benzetmek uğruna müthiş çabalar sarfediyoruz. Ehh.. Yaşamak istiyoruz o tutkuyu.Eskimeyen, bitmeyen gerçek sevda öyle
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,3bin okunma
Arşivimden Belgesel Tavsiyeleri;
Merhaba Sevgili 1k okurları, sizler için özenle hazırlamış olduğum belgesel listesini paylaşıyorum. Tavsiye ettiğim belgesellerin hepsi izlenmiş ve kaliteleri onaylanmıştır. :) İlk liste son 2 ay içerisinde izlemiş olduğum belgeselleri, İkinci liste ise geçmişten günümüze kadar izleyip, beğendiğim belgeselleri kapsıyor. Belgeselleri
Reklam
1 Konser biletin olsaydı hangisini dinlemeye giderdin?
Sadece İsrail ürünlerini değil, Bunu duyurmak istemeyen bu zulme sessiz kalan kişileri de boykot edin. İnstagram hesabımda baya Bi çıkardığım kişi oldu az olsun öz olsun kafi. İnsan böylesi Bi soykırıma nasıl sessiz kalabilir aklım almıyor. Nasıl konser şarkıları atar sanki umurumda değil eğlenmeme bakarım der gibi.. tamam belki üzülüyorsundur ama destek verici en ufak bişi paylaşmayıp onu paylaşınca hiç de inanası gelmiyor insanın. Empati kelimesinin anlamını bilmek yetmiyor. Kurmak mühim olan mesele. Bizler aynı durumda olsaydık. Birileri de aynen böyle tepki gösterseydi ne hissederdik? Hakkımızı helal eder miydik? Onlar hakkını helal edecek mi? İnsan hiç düşünmez mi bunları.. Her şey dünya hayatından mı ibaret. (Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir ; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi! ( Ankebut, 64 )
480 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
“Çok fazla kötü insanla karşılaşmıştım ve artık onların her birine karşılık gelecek kadar iyi insanla karşılaşmam gerektiğine inanıyordum.” Bir gecede şöhrete kavuşan bir müzisyen. Tek hedefi başarı olan genç bir magazin yazarı.. Her şey böyle başlamıştı değil mi? Efe ve Mine’nin hikayesi böyle başlamıştı. Rengârenk Acılar’ın hikayesi böyle
No: 26
No: 26Beyza Alkoç · İndigo Kitap · 20219bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Distopik eserlerin BABAsından merhabalar…! Yevgeni Zamyatin’in BİZ’i, bu türün miladı kabul edilir. O yüzden beklentisi çok olan, bu kadar ünlü olmasına rağmen ülkemizde az bilinen bir eserdir. Bu nadide eseri incelerken her zamanki gibi doğaçlama yolunu seçiyorum. Spoiler içermez ama çok şey içerir....!! ve Sonuna kadar okuyunuz... Lütfen...!
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · İthaki Yayınları · 20219,3bin okunma
Reklam
Soğuk bir Ocak sabahı bir adam Washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip gider. Çaldığı 45 dakika boyunca, kemancının önünde sadece 6 kişi çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan yürümeye devam ederek para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hâkim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez ve alkışlamaz. Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3.5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı. Bu gerçek bir hikâyedir ve Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post Gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine bir sosyal deney gereği kurgulanmıştı. Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?
Bir kadına ne verirseniz verin,
Onu daha büyük hale getirir. Ona sperm verirseniz, size bir çocuk verir. Ona bir ev verirseniz, size bir yuva verir. Ona bir sebze verirseniz, size bir yemek verir. Ona bir gülücük verirseniz, size kalbini verir. Ona bir şarkı söyleyin, size konser verir. Kendisine verileni çarpıp çoğaltarak geri verir. Bu yüzden ona bir çamur atarsanız, karşılığında bataklıkta boğulmaya hazır bekleyin..
Biraz uzun ama kesinlikle okunmaya değer bir hikaye...
Soğuk bir ocak sabahı bir adam washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telâşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip gider. Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan yürümeye devam ederek para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hâkim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez ve alkışlamaz. Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3.5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konser biletleri oratalama 100 dolara satılmıştı. Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post Gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştı. Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?
Eftalya kitap
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.