Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitaplar değerlidir, konu tartışmaya kapalı :)
Mae raflara bakıyordu. "Çok eski görünüyorlar. Neden raflarda kapaklar var?" "Gölgelikler. Güneş ışığından kitapları korumak için," diye açıkladım.
Çocuk edebiyatı ülkemizde önemsenmeyen bir konu; çoğu tercüme veya adapte, pek çoğu da ideolojik amaçlı veya ticari sömürü aracı kitaplar. Birazcık elle tutulur olanları da edebi değer gib yönünden belli bir seviyenin üzerine çıkamıyanlar...
Reklam
60'lara kadar tecessüslerimin yöneldiği kutup: Avrupa. Coğrafyamda Asya yok. Yalnız dilimle Türk'üm. İstanbul'da çıkan ilk yazım Heine. Şairi çok mu seviyordum? Yoo.. Tanımıyordum ki. Fransız solu, Hitler Almanyası'nın adını anmadığı yahudi yazarı göklere çıkarıyordu. Heine ne kadar alâkadar ederdi bizi? "Silezyalı dokumacılar"dan bize neydi? Sonra Balzac... Türk irfanı 30'lara kadar İnsanlığın Komedyası'ndan habersiz yaşamış. Hangi insanlığın? Kültürümüze kazandırmak istediğim Balzac bir yabancıydı. Ön yargılarıyla, inançlarıyla, kahramanlarıyla yabancı. Sonra Hugo: Asırların Efsanesi, Hernani, Marion Delorme. Yarım kalmış bir "Kıral Eğleniyor". Ve başlanıp bırakılan bir "Sefiller" çevirisi. "Ayın Bibliyografya"sında bir yıl kadar yazdım. Konu: tercüme tenkidleri. Oradan "Yücel'e geçiş. Tanrıkut'un "Gün" dergisi: Edebiyat Tarihinde Dejenereler, Lucretius, Verhaeren'den manzum bir tercüme: Emek. "Amaç", "Yirminci Asır", v.s. Fransızca'dan Türkçe'ye bir lûgat hazırlamak istemiştim. A harfinin başlarında kaldı. "Emile"in dörtte birini kazandırdım Türkçeye. Dilini öğrenerek içinde eridiğim Fransız kültürünü Türkiye'ye taşımak istiyordum. Bab-ı âli boyuna tercüme istiyordu. Ama çevrilmesi teklif edilen kitaplar hiç bir san'at, hiç bir düşünce değeri taşımıyordu. O dönemlerde şöhret ve haysiyet bir başkası olmaktan ibaretti. Hem de kendimizden çok daha sığ, çok daha tadsız bir başkası. Arz-ı mev'ûdun altın meyveleri alıcısız kalıyordu.
Sayfa 15 - Cemil Meriç, MağaradakilerKitabı okudu
-Anlayamıyorum, kendimi çok zorluyorum, anlayamıyorum. Niçin, neden bugünkü kitaplar... Bizim gençlerinki olsun, Fransız yazıcılarınınkiler olsun, insanın hep kötüsünü, hayatın çirkin tarafını, ümitsizliği, hiçliği, boşluğu konu olarak alıyor. Hep kötüler mi var? Dört bir yanımız sefalet, hastalıkla mı çevrili? Her gördüğümüz zalim, katil, egoist, hasut, kindar, yarı deli, ahlaksız mı?
Sayfa 1640 - Pdf/Kindle/Kayıp AranıyorKitabı okudu
Piyasada oldukça fazla sayıda, konunun karmaşık yönlerini açıklayan ve insan beyninin gelişmelerini anlatan, biyolojik psikoloji ile ilgili kitaplar var. Niçin bu kitabı almalıyız diye sorabilirsiniz. En basit cevabı şu ki, piyasadaki kitaplar devasa boyutta ve çalışmanız için gerekli olan bilgiyi gerçekten bulmak için bölümler ve örnekler arasında çaba sarf etmeniz gerekir. Bu kocaman kitaplar, konu üzerinde detaylarıyla çalışmak istediğinizde ve konuya kendinizi adayacak bolca vaktiniz olduğunda okumanız için tasarlanmıştır. Ek olarak, beyin ve davranış üzerine bu bilgi patlaması, biyolojik psikoloji ile ilgili kolay anlaşılır bir kitap ihtiyacı doğurmuştur. Bu gerekli rehber, size sinir sisteminin yapısı, işleyişleri ve davranışı meydana getirmedeki rolü ile ilgili bir fikir ve konuya bir giriş sağlayacaktır.
"Edward çok iyi bir insan ve onu gerçekten seviyorum ama yine de... Beklediğim gibi bir genç değil o. Ne bileyim, sanki bir şeyler eksik. Etkileyici değil. Ablamı kendine aşık edecek tipte bir gençte olmasını beklediğim zarafet yok onda. Gözlerinde o ruh, erdem ve zekâ pırıltılarıyla parlayan o ateş yok. Üstelik korkarım, o zevk sahibi biri de değil anneciğim. Müzikle pek ilgilendiği söylenemez ve Elinor'un çizimlerini çok beğeniyor olsa da bu, onların değerini anlayan birinin beğenisine pek benzemiyor. Resim yaparken onunla ilgilenmesine rağmen konu hakkında hiçbir şey bilmediği belli oluyor. Bu sanattan anlayan birinin değil, bir aşığın beğenisi. Oysa bana göre bu özelliklerin bir arada olması lazım. Zevkleri her açıdan benimkiyle örtüşmeyen bir adamla mutlu olamam ben. Seveceğim adam, tüm duygularıma hâkim olmalı. İkimizi de aynı kitaplar, aynı melodiler cezbetmeli. Ah anneciğim! Dün gece bize kitap okurken Edward ne ruhsuz, ne yavandı öyle! O an ablam için gerçekten çok üzüldüm. Oysa ki o, hiç rahatsız olmadan sakince dinledi. Sanki bu durumun farkında bile değil gibiydi. Beni neredeyse her duyduğumda çılgına çeviren o güzelim satırların öyle ruhsuz bir sakinlikle ve korkunç bir kurulukla okunuşunu dinlemek..."
Reklam
Anlayamıyorum, kendimi çok zorluyorum, anlayamıyorum. Niçin, neden bugünkü kitaplar; bizim gençlerinki olsun, fransız yazıcılarınınkiler olsun, insanın hep kötüsünü, hayatın çirkin tarafını, ümitsizliğini, hiçliğini, boşluğunu konu olarak alıyor. Hep kötüler mi var? Dört yanımız sefalet, hastalıkla mı çevrili? Her gördüğümüz zalim, katil, egoist, hasut (cimri, görgüsüz), kindar, yarı deli, ahlaksız mı?
Malûm kitaplar
Gençlerin böyle aptalca yazılmış serseri romanlarına kendilerini kaptırmaları öyle ihmale gelecek önemsiz bir şey değilmiş ki, İspanya’nın en büyük dahisi bunu romanına ko­nu edinmiş ve bu salgınla mücadele etmek zorunda kalmış...
Nefis muhasebesi yanında mümini şeytanın hile ve tuzaklarından muhafaza etmeye vesile olabilecek diğer faktörler kısaca şunlardır: 1. İhlâs 2. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sünneti doğrultusunda Allah (Subhanehu ve Tealâ)’ya kulluk etmek 3. İslâm cemaatinden yani Taifet’ul Mansura ya da Fırka-i Naciye’ye katılmak veya bu cemaatleri
Sayfa 87 - E-KitapKitabı okudu
720 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.