Ben pek beğenmedim kitabı minicik sansürlerle ufaklıklara öykü niyetine okuyabilirsiniz yani. Oldukça yalın bir dille yazılmış. Yani bunca ödüle layık görülmüş bir yazarın daha kendine has bir konuyu ele almış ve daha benzersiz bir şeyler yazmasını istedim en azından. Bir insanlık tarihi belgeseli okumak istemedim üstelik bu kadar kısıtlı sayfanın içinde ama okumuş bulundum neyse.
Birbirini senelerce kaybeden iki aşık, aşkı uğruna “bir köpek ömür boyunca” dünyayı gezen avare erkeğimiz Sarıca, aşkını bağrına basıp beklemeyi, beklerken de boş durmayayım bari insanları hizaya sokan sözde iyi yürekli bir mande olayım diyen bir Çira, kötülüğü durdurmak için bile olsa annelik hisleri ağır basıp oğlunun canını aldırmayan bir Çira, bu iki Çira’nın nasıl aynı yürekte birleştiğini algılayamayan bir okuyucu ben. Dur dahası var, inanmayan biri olarak okuyunca iyice boğulduğum bir hikayeye dönüşüyor. Bazı sorgulamalar mantıklı ama sonuç hep Rabb’e bağlanıyor. İnsanların koşulsuz sevgi ve bağlılığı bende akıl tutulmasına sebep oluyor. Bir zahmet yarattığını koşulsuz sevseymiş diyemeyen bir inanç topluluğu.
Kısacası bana göre değildi. Her şeye rağmen emeklerine sağlık. Keyifli okumalar dilerim. ❀
Akşam Yıldızı 
İskender Pala
"Eğer ölüysen seni hiç kimse eleştiremez ya da eleştirse bile eleştiriler artık canını yakmaz."
Umarım burası da instagrama dönmez. Kitap paylaşma bahanesiyle paylaşımda bulunan bedeni formlar ya da yemek-içmek denkleminde formasyonlar. Umarım burasıda değişip, dönüşüp ve yığın insanının mezarlığı ya da top koşturduğu bir alan olmaz.
Eleştiri ilerlemeyi teşvik edebileceği gibi kişiyi durağanlığa da sürükleyebilir.
V. Woolf