Julius Fuçik, (1903-1942) çocukluğunda tiyatro, müzik ve sanat ile ilgilenmiş, ondan sonraki dönemlerde okuma sevdası ile başlayıp yazarlık ile devam etmiştir.
Babasının fabrika işçisi olması nedeniyle kendisi de babası ile bir çok defa vardiyalara gitmiş ve işçi sınıfının sıkıntılarını küçük yaşta görmüştür. Çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği bu
Gri metal kapı, başkalarının kazıdığı karalamalarla, insanlığını yontup çektikler atan bu şeytani yerden kurtulmak için gün sayan önceki mahlumların izleriyle kapalıydı.
Dikenli tellerin arkasındaki o hapishanede, bir türlü kurtulamadığı korkunç gecelere hapsolan korkmuş genç kadının hayatından toplanmış hatıralardı bunlar.
"Onlar aslında daha doğmamıştır bile. Fiziksel olarak anne rahmini terk etmiş olsalar bile zihinlerinde hep bir hapishane ile yaşarlar. Hapishanenden kurtul!
O insan neden kötü? Hapishaneler, bununla ilgili tartışmayı engelliyor. Kötülüğün tabiatı nedir? Kişi ne yapmıştır? Kişi bunu neden yapmıştır? Eğer şiddet eylemleri gerçekleştirmiş birini düşünüyorsak, böyle bir tür şiddet neden mümkün? Neden erkekler kadınlara karşı böyle şiddet davranışlarında bulunuyorlar? Hapishanenin varlığının ta kendisi, bu davranışları ortadan kaldırma ihtimalini tahayyül etmek için ihtiyaç duyduğumuz tartışma biçimlerini engelliyor.