Birgün kendi evim olursa, bir odayı yalnızca okuma için ayıracağım. Odanın 4 duvarını kitaplarla doldurup, güzel bir masa ve sallanan sandalye alacağım. Daha sonra bir kedi sahipleneceğim. Fazla eşyadan uzak, fütursuz harcamanın yapılmadığı minimalist bir ev.. Hayal ederken dahi mutlu oluyorum.
Her ferdi düşünen, seven ve çalışan gerçekten dinamik bir
ailede bahçe sahibi olmak hoştur. İlkbahar, yaz ve sonbahar akşamlarında herkes gündelik görevlerini bitirip bahçede toplanır;
bahçe ne kadar ufak, çitler ne kadar birbirine yakın olursa olsun,
aile fertlerinin konuşmadan, hayallere dalarak başlarını kaldırıp baktıklarında koskoca bir gökyüzü parçası göremeyecekleri
kadar da yüksek değillerdir. Çocuk, gelecek için planlarını, asla
ayrılmak istemediği, en sevdiği arkadaşıyla birlikte oturacakları evi, dünyanın ve hayatın bilinmezliğini hayal eder; delikanlı,
sevdiğinin gizemli büyüsünü, genç annebur bir çocuğunun geleceğini
hayal eder; bir zamanlar dertli olan kadın bu dupduru saatlerin
derinliğinde, kocasının soğuk görüntüsünün ardında sancılı bir
özlem keşfedip ona acır. Bir damın üzerinde yükselen dumanı
seyreden baba akşam ışığıyla uzaklarda büyülü bir görünüme
bürünen geçmişinden huzurlu sahnelere dalar; yakında öleceğini düşünüp evlatlarının onun ölümünden sonraki hayatını hayal eder; böylece, ulu ıhlamur ağacı, kestane ağacı yada köknar
enfes kokusunu ya da kutsal gölgesini onlara bağışlarken bütün
ailenin ruhu inançla günbatımına doğru yükselir.
Bir uçurum düşünün, yüksek, hem de çok yüksek. Dibi mavi deniz. Dalgalar kıyılara vuruyor. Sıldırım kayaların başı duman almış. İşte o uçurum kenarında oturmuş, ayaklarını boşluğa doğru sallayan bir kadın. Hiç ama hiç korku yok içinde. Ha düştü ha düşecek gibi bir hiss var. Ama o kadın, bulutlarla arkadaş olmuş, uçuruma savaş açmış. Sıldırım kayalara anlatıyor tek tek içinden geçenleri.
Mesela, yarım kalmış arzular, asla gerçekleşmeyecek düşler, çok ama çok istese bile yapamayacağı istekler...
Ne çok var anlatacağı. Dolu, ruhu, kalbi dolu.
Acaba o da sıldırım kayalarda uçan kuşlara mı dönüşecek.
Ha siz bilir misiniz? Uçurumdan atlayanların kuşa dönüştüğü hikayeyi? Bir kitapta okumuştum.
Abaddon
Ama değil ya.. Kanadı kırılmışlar uçurumdan atlarsa bile kuş olamaz...