h

Her Bitiş Yeni Bir Başlangıç

0 üye
Takip
Yeni bir hayat kurmak... Nasıl oluyordu? Önce fikir mi geliyordu? Yoksa tesadüf sizi fikrin önüne mi getiriyordu? Yeni bir hayat için mutlaka, kuvvetli bir rüzgâr mı gerekiyordu? Önceki hayatınız artık "eski" mi oluyordu? Eski olanın hükmü kalmıyor muydu? O vakte kadar boşuna mı yaşamış oluyordunuz?
Sayfa 31 - İletişim yayınlarıKitabı okuyor
Bir fısıltı:)))
Sevmekten korkan, sevilmekten korkan, sevip de sevilmemekten korkan, velhasıl kalbine kilit üstüne kilit vuran insanlar.
Reklam
Önsöz
Okuyucunun göz atacağı ( ve belki de okuyacağı ) şey benim özgürlüğe kaçışımdır. Maalesef bu gerçek bir kaçış değildi. Oysa ben öyle olmasını isterdim. Bu zihni ve fikri kaçış, yüksek duvarları ve demir parmaklıklarıyla Foça Hapishanesi' nden mümkün olan tek kaçış şekliydi. Eğer yapabilseydim, gerçek ve maddi kaçışa öncelik tanırdım.
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç
Özgürlüğe Kaçışım
Özgürlüğe Kaçışım
1930’ların bir kapak kızı bize adeta Hollywood’dan gülümser
BİR CİNAİ ROMAN RÜYASI Duygusallıkla yaklaştığımız romanlar vardır; Yolpalas Cinayeti benim için onlardan biri. Halide Edib Adıvar’ın en güçlü eserlerinden mi? Sinekli Bakkal kadar ünlü, Kalp Ağrısı kadar ince ve duyarlı, Handan kadar çarpıcı mı? Bunları bilemem. Ama Yolpalas Cinayeti’nin derin etkisi altında kaldığımı, yıllar yılı ondan izdüşümlerle yaşadığımı mutlaka söylemeliyim. O masumiyet anlatımı bana şimdi her zamankinden keder verici geliyor. Romancının birkaç fırça darbesiyle geçiştirdiği bu roman, bir de bakıyorsunuz, edebiyatımızda, Türk romanında örneği pek görülmemiş bir “ruh çözümlemesi” romanına okurlarını şaşırtarak açılıyor. Polisiye romanın tercihi olan “cinayeti açıklama, katili iyice sakladıktan sonra, gizli ipuçlarıyla gözler önüne seriverme” akışı, Yolpalas Cinayeti’nin benimsediği akış değil. Tam tersini ileri sürebiliriz: Romancı yalnızca masumiyeti anlatmak istemekte, dahası, katilin “mazlumiyet”ine bizi çekip götürmektedir. Azımsanacak, görmezden gelinebilecek bir girişim değil bu. Kaleme getirildiği tarih hatırlanılırsa, “yenilikçiliği” büsbütün hissolunacaktır. Yan yana dizilmiş kalın kaim ciltler. Cilt kapakları çok uçuk gece mavisidir. Derginin adıysa mora çalar koyu bir gece mavisi. Tam ortada 1930’ların bir kapak kızı bize adeta Hollywood’dan gülümser Selim İLERİ
Her Eylül yeni bir başlangıçtır Yeni umutlara Yeni hayallere Güzel günler ve bir şeylerin değişeceğine ...
Dinleneceğiz
__ Ne yapabiliriz? __ Yaşamak gerek! (Bir sessizlik) Yaşayacağız Vanya Dayı. Çok uzun günler, boğucu akşamlar geçireceğiz. Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız. Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz. Ecel saati gelip çatınca da uysalca öleceğiz ve orada, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz.. Ve Tanrı acıyacak bize, ve biz seninle, canım dayıcığım, parlak, güzel, sevimli bir hayata kavuşacağız ve buradaki mutsuzluklarımıza sevecenlikle, hoşgörüyle gülümseyeceğiz ve dinleneceğiz... İnanıyorum buna dayıcığım, bütün kalbimle, tutkuyla inanıyorum... (Voynitski'nin önünde diz çöker ve başını onun avuçlarına koyar. Yorgun bir sesle tekrar eder.) Dinleneceğiz! (Telyegin gitarıyla yumuşak bir ezgi çalar.) SONYA: Dinleneceğiz! Melekleri dinleyeceğiz, elmaslar gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz. Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştan başa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşayış gibi dingin, yumuşak, tatlı olacak, inanıyorum, inanıyorum buna. (Dayısının gözyaşlarını mendiliyle kurular) Zavallı, zavallı Vanya Dayı, ağlıyorsun... (Gözyaşları arasından) Hayatında mutluluğu tadamadın, ama bekle Vanya Dayı, bekle... Dinleneceğiz... (Kucaklar onu) Dinleyeceğiz...
Sayfa 56 - Vanya DayıKitabı okudu
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.