Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsanlar ve Düşünceleri

İnsan çıkarlarının hepsi tek tek sayılabilir mi?
Sabit fikirli, kafasını tek bir düşünceye takmış her türlü insan, yaşamın boyunca beni çekmiştir, çünkü bir insan kendini ne kadar sınırlarsa, öte yandan sonsuza o kadar yakın olur...
Sayfa 20 - Can Yayınları
Reklam
Anlam kadar insanın hayatını zehir eden bir kavram yoktur. İnsan akıllı bir görünüşle, en saçma sözleri bırakabilir çevresindeki insanların yarattığı boşluğa.
İçimde kendi modelimi aradım. Bu modeli taklit etme konusunda ise kendimi, aldırmazlık diyalektiğinin ellerine bıraktım. Kendini başaramamak o kadar daha hoş ki!
o zaman küçük bir müzik molası
Müziğin iyi yanlarından biri, insanın duygularını yansıtmasıdır, derler. Sevinen adam içinde sevinç; üzgün kimse hüzün bulurmuş.
Olduğun Yerden Başla
MODERN DÜŞÜNCENİN giderilmez yanlışı hiç yanlış yapmamak isteğiyle kendine bir kalkış noktası, bir sıfır noktası aramasındadır. Oysa insana ilişkin hiç bir mesele başlangıcından itibaren ele alınamaz. Çünkü insan kendi eseri olmayan bir mekâna, seçimine katılmadığı bir zamanda konulmuştur. Bununla birlikte insan bulunduğu yerin ve çağın yükünü kaldıracak çapta yaratılmıştır. Yoksa hayatını idame ettirmesi imkânsız olurdu. Yani insan hangi zorluklar karşısındaysa, onları alt edebilecek kolaylıkları da elinin altında tutar. Bu anlamda insana dünya musahhar kılınmıştır. Ne var ki, olduğu yerden başlamayı akledemediği zaman insan zorunlu olarak zihninde keyfince türettiği geçmiş veya gelecek bir altın çağa kaçmak, sığınmak gereği duyar. Bunu yapar yapmaz da kendi çağının ve kendi yerinin ona bahşettiği imkânları, savaş araçlarını kullanamaz duruma düşer. Giderek, kendi özelliklerini çağıyla ve yeriyle uyumsuz hale sokar. Bu uyumsuzluğun sonucu yalnızca çağından kaçan, yerini inkâr eden insanın nereden geleceğini bilmediği darbelere karşı savunmasız kalışı değil, aynı zamanda dostunu tanıyamayıp, düşmanını ayırt edememesi demektir. Dolayısıyla sürekli olarak hayaletlerle dövüşmek, hayaletler tarafından taciz edilmek gibi bir duruma düşecektir. Kendi çağının ve yaratıldığı yerin verilmiş olduğunu bilmekle insan hem hayaletlerle kuşatılmaktan kurtulur, hem de varlığı hakkındaki vehimlerden. Sahteliğinden sıyrılır ve sahiciliğine sahip çıkar.
Reklam
Kendi kendine, "Bir zamanlar benim ülkem de böylesi bir saadet içerisindeyken, neden güneşin bile kendilerini beğenmediğinden üzerlerinde fazla kalmayıp battığı ülkelerin ilke ve kanunlarını benimseyerek, tarihimizi öteledik, unuttuk? Beş yüz sene önce ilim adamlarımız otuzar, kırkar cilt araştırma kitaplarını yazarken, günümüzde, bırakın kitap yazmayı, kitap okumayı bile unuttuk! 'Üzerlerinde güneş batanlar' ne dedilerse onu aldık, onu yaptık! "Alfabenizi değiştirin!" dediler; değiştirdik! Takviminizi değiştirin dediler; değiştirdik! Giyiminizi değiştirin! dediler; değiştirdik! Ezanınızı değiştirin! dediler, değiştirdik! Kısaca o 'Üzerlerinde güneş batanlar' ne dedilerse yaptık! Ve böylece ne onlar olabildik, ne kendimiz kalabildik! Ve bu sözüm ona "modernleşme", "Batılılaşma” uğruna neler istediyseler yaptık. Ama yine de ne onlar olabildik, ne de kendimiz kalabildik!"
Sayfa 180Kitabı okudu
“Bir acayip huylu bir oğlan. Eşkıyaya hiç benzemiyor. Cin gibi, peri gibi, melek gibi bir insan. Evliya olacağına eşkıya olmuş.”
Sayfa 197 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bu "kendine yabancılaştırılmış” toplumumuzda, ilmin yerini cehalet, aşkın yerini flört, saygının yerini hayâsızlık aldı! Zavallı toplumumuzun, maddiyata zebun olmaktan başka hiçbir değer yargısı kalmadı! Dertsiz, tasasız, idealsiz, var denemez kültürünün tek kaynağı TV kanallarının mübtezel programları olan toplumumuz nasıl kurtulacak bu cehalet cehenneminden Ya Rabbi! Ya Rabbi!
Sayfa 181Kitabı okudu
" Eğer sizin karşınızda uğraşmak zorunda kaldığınız aşağı tabakadan hayvanlarınız varsa, bizim de aşağı sınıflarımız var! "
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.