Birinin kişisel kalitesini değerlendirirken yazılı olmayan ve en sık kullandığımız kurallardan birisi tutarlığına bakmaktır. Söylenen sözün davranışla ilişkili olup olmadığı veya uygulamaya aktarılıp aktarılmadığı, insanlara bakışımızda ve onlara güven duymamızda önemli bir ölçüttür.
Çoğu insanın her şeyin farkında olup yine de harekete geçmemesinin veya başladığı birçok işi yarıda bırakmasının nedeni, tutunacak güçlü bir anlam bulamamasıdır.
Neredeyse her zaman kararımız bizim içimizde alınıyor ama bizim tarafımızdan alınmıyor; bizim bilinçli arzumuz süreçte neredeyse hiç yer almıyor. Kesin zaferlerinden şüphe duymayan eğilimler aklın iyice düşünmesine bir şekilde müsaade ediyorlar; kendini kral zannetme kısır tatminini ona yaşatmak istiyorlar ama gerçekte o sembolik bir kral: caka satıyor, nutuk atıyor ama yöneten başkası.
Hangisi olursa olsun kendimizde bir hissi güçlendirmenin büyük sırrı, onun asılı olduğu fikirleri bilincimizde sık sık ve uzun süre boyunca muhafaza etmektir.