"Sanırım dedikleri doğru, bir şeyin peşinde yollara düşüp birbirinden değişik maceralara atılıyorsun ve en sonunda aradığın şey kendi arka bahçenden çıkıyor."
Hakikatini kendin bileceksin. Başkası söyleyemez. Söylese de fayda etmez.
Çünkü hakikat bilinecek değil, varılacak bir yerdir.
Ben sana tarif etsem bile, sen gitmedikten sonra ne anlamı var?
Arife tarif gerekmez, diye bir laf vardır. Kendi yolunu bulmak için önce arif olacaksın.
Âlim ilim ehlidir, kendini bilir. Arif marifet ehlidir, seni bilir. Kendini geçmek marifettir.
Aşkın açtığı yara bir kapıdır. Ben kapısından geçip sen diyarına gireceksin.
Sen ben kalmayacak. Hakiki aşk orada yaşanır.
Bunlar şimdi senin sandığın gibi ilahi şeyler değildir.
Asıl ilahi olan vardığın yer değil, seni oraya çıkarandır. O zaten sende mevcuttur.
°
Life means different things to different people; there is no definite or abstract meaning for life, only a relative ever-changing one. Thus, we can only define life’s purpose in a given time, situation, or person.
So don’t ask, “what is life?” but instead, “what is life for me?”
A patient can find meaning in one of three ways:
• Performing an action that distracts them from the pain and makes them feel fulfilled
• Experiencing something meaningful/interacting with someone whose company they enjoy
• Developing a positive attitude toward unavoidable suffering...
Emerson ‘’Kendine güvenmek’’ adlı yazısında şöyle diyor: ‘’Herkes bir gün imrenmenin kendini aşağılamak, taklitin intihar olduğunu anlar. Kendisini iyi ya da kötü, olduğu gibi görmesi gerektiğini öğrenir.’’