Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kendini Arayan İnsan

Profil
"Sanırım dedikleri doğru, bir şeyin peşinde yollara düşüp birbirinden değişik maceralara atılıyorsun ve en sonunda aradığın şey kendi arka bahçenden çıkıyor."
Reklam
Ne güzel değil mi ? İnsan bir müddet yaşamaya karar veriyor...
Sayfa 337
"Gülen, sohbet eden binlerce insanın içinde ben kendi içimdeki o kayıp insanı arıyordum."
Içimde mücadele eden iki insan var, biri gitmek istiyor diğeri gitmeye korkuyor, ikisi de benim parçam, şüphesiz her ikisi de reziller.
Sayfa 351
..bana huzur dolu bir saniyelik bir an bile verilmedi, hiçbir şey verilmedi, her şeyi ben kendim tırnaklarımla kazarak elde etmek durumundayım,
Sayfa 346
Reklam
·
Puan vermedi
Bu deneme, 21. yüzyılın muzdarip ikliminde insan olmanın, kendi olmanın kıymetini bilerek, tanıyarak ve inanarak yola çıkıyor ve "düşünmek yolda olmaktır" ilkesiyle Hz. İnsan'ı arıyor..
Kendini Aramak
Kendini Aramakİhsan Fazlıoğlu · Papersense Yayınları · 20141,691 okunma
İnsan her zaman gitmek için yollara düşmezdi ki. Ve hem her yol gitmek için değil ki. Bazen de gelmek içindi; kendine gelmek için. Bazı yollar dönmek içindi; aslına dönmek. Ve bazı yollar bulmak içindi O'nu bulmak.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur.
... esas mesele telefondan, meşguliyetten, her şeyden ve herkesten sıyrılmak değil miydi zaten? Esas amaç, kendinden uzaklaşan, kendini özleyen, iç sesine hasret birinin kendini arayışı değil mi?
Sayfa 9 - Yediveren Yayınları 8.baskı Nisan 2020Kitabı okudu
Reklam
"Hayattaki en değerli şey kendini bulmaktır."
Sayfa 109 - FihristKitabı okudu
Bir kendini bulma sürecindeydi aslında. Olgun yaşına ve onu şekillendiren kalıbın korkunç katılığına karşın doğası bir dönüşüm içindeydi.
Sayfa 221Kitabı okudu
"İnsan kendini nasıl affeder?" "Başkalarına gösterdiği merhametin hiç değilse yarısını kendine göstermeyi deneyerek."
Sayfa 145Kitabı okudu
“Çünkü kendini bulmaya ihtiyacı vardı ve biraz acı çekmek de bulmanın bir yoludur.”
Monokl Yayınevi-Sesli KitapKitabı okudu
Ve işte yine o his, nedir bu içimden koparcasına çekilen şey? Tüm uzuvlarımdan sâkin, bir o kadar da acı vererek ilerliyordu, lâkin son durak hep göğsüm olmuştu. Ölüm yaklaşıyorda ruhum son demleri haber mi ediyor? Gezinirken bedenimin her zerresinde neden göğsümde sûkut buluyor? Ertelenen bu sorgu suâl nihayet eşikten geçmiş bu kez kapı vuruşlarıyla yetinmemişti. Verdiğim savaşın yenilgisiyle, beyhude çırpınışlarımın eseri saba olmuş halvetime sızmıştı. Destur istemeden nedir bu cesaret? Nedir bu lûzumsuz ahkâm? Kimde bulacaktım bu mânâsız suâlleri, kimde dindirecektim bu karayeli... Ezanın son bulmasını haber eden o son hoparlör cızırtısıyla birden irkilmişti Ömer. Bîhiss ayrılmıştı halvetinden. Bu.. Bu nasıl oluyor? Bu denli yakınken camii, ezanı işitmemek akıl kârı mı? Peki ya o son cızırtı, ezanı o cızırtıyla farketmem bir tesadüfün eseri miydi? Mânâ bulamadığım bu ahsâsın ezanla kesişmesi bir tesadüfün eseri miydi? Bu kadar basit mi vukuu bulurdu her şey? ... Hayır.. hayır.. göğsüme çöken her ne ise şüphesiz bir eser, ancak tesadüfün değil. Ömer, mânâsız diye nitelendirdiği suallerini yeni suallerle cevaplandırıyor, iç çatışmasını ruhen farklı bir olgunlukla bastırıyordu. Birkaç adımdan sonra kendisini, kitaplığın en kuytusunda bulunan varlığından bi haber olduğu kırmızı kapaklı bir külliyatın önünde buluyor ve huzurlu bir tebessümle: "beyhude çırpınışlarımın eseri saba oldu, ve işte halvetime sızdı" diye geçiriyor... (✍)
116 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.