Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Beyin taramaları psikiyatrik teşhise ve tedaviye yardımcı hiçbir şey getirmemiştir. Bir görüntüde belirgin bir anormallik olması tek başına anormalliğin beyin temelli bir sorundan kaynaklandığı anlamına gelmez, ayrıca belli bir terapi için yol haritası sunmadığı da kesindir. Aslında nörobilim literatürü deneyimin kendisinin (örneğin travma, kronik fiziksel ağrılar, kötü beslenme, eğitim ve hatta meditasyon) beyinde gözlemlenebilir anatomik değişiklikler yarattığını epey zengin örneklerle ortaya koymaktadır. Beynin yapısı bu derece plastikse ve böylesi çevresel etkenler karşısında hassassa, zihinsel rahatsızlıkların beynin bir hastalığı olduğunu söylemek fazla basitleştirmek olmaz mı?
Psikiyatri, büyük neşeyi sanki neşeli bir neşesizlikmişçesine, neşeli bir ruh hali diye adlandırmış, ayrıca bekâret ve şehvetlilik, vicdanlılık ve vicdansızlık, acımasızlık ve yufka yüreklilik gibi bütün uçların hastalıklı bir noktaya vardığını ilan etmiştir; bu koşullar altında yalnızca iki abartı arasındaki orta konumu hedefleyen bir sağlıklı yaşam, pek az önem taşımayacak mıdır? İdealinin yalnızca kendi ideallerinin abartılmasını yadsımak olması bile, böyle bir yaşamı son derece yoksul kılmayacak mıdır?
Reklam
Efes'li hekim Soranus, ruh hastalıklarının kurumsal koşullarda tedavisine yönelik bir takım önlemler geliştirmiştir. Tedavi aralarında hastaların okumaları, okudukların tartışmaları isteniyordu. Tiyatro oyunları izletiliyor, bununla yetinmeyip oyunlarda rol almaları da isteniyordu. Melankolide komedi, manide trajedi tercih ediliyordu.
"Tıp" sözcüğünün kökeni Mısır'daki Teb tapınağıdır.
Bugün psikiyatrik araştırmaların önemli bir bölümü ilaç şirketlerinin vesayeti altındadır, bu şirketler tarafından finanse edilmektedir. Bu araştırmaların halihazırdaki ilaçlara yeni kullanım alanları açmak gibi saklı bir işlevi vardır. Eğer bir ruh halini “ teşhis edilmesi gereken bir şey”e dönüştürürseniz, ona uygun uygun bir ilacı da muhakkak bulacaksınızdır. Oysa teşhis, hastada olup biten bir durumdan çok, hekimlerin zihinlerinde olup biten bir durumdur.
Sayfa 92 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Ontolojik anksiyete, anlamsız bir dünyadaki sınırlı yaşamımıza anlam katıp katamadığımız konusunda yaşanan bir kaygıdır.
Reklam
Kendimi ölü hissediyor ve yaşadığımı anlayabilmek için kendi canımı yakıyorum. Tamamen uyuşmuş durumdayım, yaşadığımı hissedebilmek için tehlikeli risklere girmek zorundayım.
Ergin Olma
Bir kimsenin ergin sayılabilmesi için, Medeni Kanun'da belli bir yaş sınırını aşması gerekmektedir. Bazı durumlarda bu yaş sınırı daha aşağı çekilerek kişi daha küçük yaşta ergin sayılabilir.
Sayfa 21 - Nobel Yayınları, 3. BaskıKitabı okudu
... Unutulmamalıdır ki hiçbir ağrı kesici, ağrısı olan insanın yalnızlık ıstırabını dindiremeyecektir.
... Bir insan diğer bir insanın fiziksel ağrısı olduğunu duyduğunda, o insanın bedeninin içinde cereyan eden olaylar ona birtakım gizli gerçeklerin karakterine bürünmüş bir şekilde, görünmeyen bir coğrafyaya aitmiş ve her ne ka dar kötu de olsalar, dünyanın görünen yüzeyinde cereyan etmedikleri için gerçeklikten yoksunmuş gibi görünürler.
604 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.