Göçmenlerin yalnızca yüzde ikisi Ellis Adası'ndan geri gönderildi. İki yüz elli bin insan demektir bu. Ve 1892'den 1924'e kadar Ellis Adası'nda üç bin insan intihar etti.
Steinbeck'in İnci kitabını konu itibari ile baktığımda açıkçası çok büyük bir beklentim yoktu. Daha önce Fareler ve İnsanlar romanını okumuştum ve bu romana da şans vermek istedim.
.
Kitabın her satırından ayrı bir zevk aldım bir o kadar da ders çıkardım. Steinbeck'i okuyan okuyucular az çok romanlarında neleri anlattığını, nelere değindiğini bilir. Bu romanında da toplumsal olaylara değinmiş yazar.
.
Biraz kitap hakkında konuşmak istiyorum;
Ana karakterimiz olan inci avcısı Kino'nun çok değerli bir inci bulması ile kitap başlıyor.
İnci avcıları Kino'dan bu inciyi çok değersiz bir paraya alıp zengin olma hayalleri kurar. Aynı zamanda komşuları Kino'nun bu inci yi sattıktan sonra değişip herkesi unutacağını düşünür.
Ama olay hiç de beklendiği gibi gerçekleşmiyor.
.
Kitap hakkında spoiler vermek istemem. Okumak için incelemeleri gözden geçirenler vardır mutlaka bu kadar yeterli.
.
.
John Steinbeck sevdiğim ve değindiği konular itibariyle sevilen bir yazar. İnci de sevdiğim kitaplar arasında yer aldı. Steinbeck'i okumaya başlayacaklar için güzel bir başlangıç kitabı.
.
Keyifli okumalar....
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,5bin okunma
“Sevgi neden her zaman ertesi gün pörsümüş yapraklara,kire pasa ya da akşamdan kalma bir düşkünlüğe dönüşen gudubet olmak zorunda.”
Toplumda yer edinmiş ve benimsenmiş,toplumun vicdani duygularıyla bütünleşmiş olan din adamlarının aslında insanların hayatını cehenneme çevirmesi üzerine;Kitabı okudu
Halktan insanların yabancı bir evde yüksek sınıftan insanlarla karşılaştığında nasıl mahcup olduğuna bakın. Peki, neden? Çünkü her yerde herkes onlara bağırıyor. Kabaca kovuyorlar, onlara üstten bakıyorlar.
Atatürk heykelinin yıkılmaya çalışmasının hiçbir muhafazakâr bireyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Tamamen Atatürkçü idealistlerle Muhafazakâr toplumu birbirine düşürmekten başka bir provakasyon değildir bu. Bunu yapan vatan haini şehir eşkiyalarıdır. Ben toplum nazarında Atatürk maneviyatlarına saldırabilecek hiçbir aklı başında bir birey tanımıyorum çünkü..
Şair olmak demek sadece şiir yazmak demek değildir.
Kafiye ve rediften bağımsız da şiir yazılabilir.
Mesela bir çocuğun başını okşamak,
Bir kadına iltifat etmek,
Başıboş bir hayvana aş, su vermek..
Bu eylem dizelerine yön veren de en büyük şairdir benim için..
@c01lector
Kaan Koç
Kaan Koç Temmuz sayısındaki Toplumsal Sözlaşme 2.0 yazısında yoksulluk ve fikir yapısıyla ilgili bir yazı kaleme almış. Beğenerek takip ettiğim yazılarında bu sefer toplumun bazı kesimlerine karşı çok sert bir dil kullandığını düşünüyorum. Evet, bazı cümlelerinde haklılık payı olabilir. Fakat sert bir söylem kullanmasını anlayamadım doğrusu. Geçerli bur sebebi olduğunu düşünüyorum, bunu keşke onunla konuşabilseydim. Ben de yanlış algılamış olabilirim tabiki.