Knidosta güneş batarken tiyatroda izlemek isterdim bu tragedyayı.
İnsanın saplantısının vahşetinin boyutları gözümün önünden kayıyor. Bir toprağın rahmine, suyun rahmine düşmüş gibi geliyor bana. Her gelen bir ot ekmiş, her geçen bir su içmiş bu rahimden. Günümüze kadar gelişen romancılığın, patolojilerin, fikirlerin, horlanmanın, ayrımcılığın anası gibi görünüyor. Keten gömleğim rüzgardan savrulurken, yanımda mor giyen bir soylu oturuyor hissine kapılıyorum. Medea'nın parmaklarından bir kan damlıyor. Medea'nın kolları incir ağacı gibi taşları delerek, bağlıyor bizi taştan koltuklarımıza ve Euripides insanı sunuyor,zorla sokuyor gözlerimize.